scholarly journals Kitap İncelemesi: Gözde Naiboğlu, Post-Unification Turkish German Cinema; Work, Globalisation and Politics Beyond Representation

2021 ◽  
Vol 8 (3) ◽  
pp. 501-505
Author(s):  
Ayla Torun
Keyword(s):  

Gözde Naiboğlu, Post-Unification Turkish German Cinema; Work, Globalisation and Politics Beyond Representation [Birleşme Sonrası Türk-Alman Sineması, Temsilin Ötesinde İş, Küreselleşme ve Politika], London: Palgrave Macmillan, 2018, 217 pp. 1990'da iki Almanya devletinin birleşmesiyle başlayan dönem, artık Almanya'da yetişen ikinci kuşaktan Türk-Alman sinemacıların da üretimlerine başladığı yıllarla örtüşmektedir. Avrupa'da göçmenlerin demografik hacminin genişlemesi ve ardından yeni kuşak göçmenlerin film endüstrisi içerisinde etkinliklerinin artmasıyla, 2000'li yıllardan itibaren göçmen sineması alanında çalışmalarda da artmış ve bunların içinde Türk-Alman Sineması önemli bir başlık olmuştur. Naiboğlu'nun Birleşme Sonrası Türk-Alman Sineması'nı incelediği çalışması, göç sinemasının temel konularından olan Avrupa'ya işçi göçü ve sonrasında oluşan atmosfere yeni bir bakış açısı getirmektedir. Kitap, birleşme sonrası Türk-Alman sinemasını etik, duygulanım ve emek odaklı olarak incelemektedir. Odağını uzun süredir devam eden entegrasyon, kimlik ve kültürel çatışma kaygılarından kaydıran Naiboğlu, bu filmlerin artık göçmenler ve vatandaşlar arasındaki çatışmaları vurgulamadığını savunmaktadır. Temelinde işçi göçüne dayanan bu sinemanın gözardı edilen köklerine dönerek, filmlerdeki çalışma yaşamına ve bunun yansımalarına odaklanmıştır. Filmlerde; çalışma, işsizlik, güvencesiz ve yasadışı çalışma, toplumsal yeniden üretim, tükenme ve istikrarsızlık temaları aracılığıyla geç kapitalizm altında yaşanan deneyimin yeni ifadelerinin sunumuna odaklanarak, yerleşik sınıf, topluluk ve kimlik fikirlerinin yeniden düşünülmesi çağrısında bulunmaktadır. Bu doğrultuda, çoğunlukla kimlik ve temsil eksenine dayanan Türk-Alman Sineması yazınına yeni bir yaklaşım önerisi getirerek, temsil sonrası yaklaşım biçimlerini örneklendirmektedir.

Third Text ◽  
2014 ◽  
Vol 28 (6) ◽  
pp. 507-516
Author(s):  
Barış Kılıçbay
Keyword(s):  

2003 ◽  
Vol 29 ◽  
pp. 229-243 ◽  
Author(s):  
Deniz Göktürk

The Turkish-German axis is not the first route that comes to mind when rethinking German cinema in a global perspective. Turks in German cinema have tended to be cast in one-dimensional roles, as victims on the margins of society, unable to communicate and integrate. After more than four decades of Turkish presence in Germany, can we finally observe a new trend in representation, focusing more on playful enactments, mutual mirroring, and border-crossings? In an era of increasing global mobility of people and media, questions about the status of transnational cultural productions by travelers, emigrants, and exiles have achieved a new intensity. Film critics, concomitantly, have begun to call for a new genre category, one which explodes the boundaries of “original” national cultures as well as those of cinematic conventions. This new genre is variously labeled “independent transnational cinema,” (Naficy, 1996) “postcolonial hybrid films” (Shohat and Stam, 1994) or simply “world cinema,” (Roberts, 1998) a descriptor which, in contrast to older separatist categories such as “third world cinema” (Pines and Willemen, 1989) or “sub-state cinema” (Crofts, 1998), stresses the universality of mobility and diversity.


2018 ◽  
pp. 259-280
Author(s):  
Nazlı Kilerci ◽  
Hauke Lehmann
Keyword(s):  

Sign in / Sign up

Export Citation Format

Share Document