Etkileşim
Latest Publications


TOTAL DOCUMENTS

109
(FIVE YEARS 83)

H-INDEX

1
(FIVE YEARS 0)

Published By Uskudar University

2636-8242, 2636-7955

Etkileşim ◽  
2021 ◽  
Vol 4 (8) ◽  
pp. 108-130
Author(s):  
Burcu Aksu ◽  
Cem Tutar

Sosyo-ekonomik ve kültürel alanlarda geçmişin toplumsal formlarından farklı bir örgütlenme tarzına sahip olan neoliberalizm ekonomik alanda post-fordist üretim süreçlerine ve sermaye birikim rejimlerine işaret ederken, toplumsal alanda bireyin ön plana alındığı tüketim ekonomisiyle ilişkilendirilmektedir. Tüketim kültürü altında kentsel mekânların neoliberal dönemde kapitalist dinamiklerce şekillendirilmesi sürecinde medya teknolojileri ön plana çıkmaktadır. Günümüzde gerek konvansiyonel gerekse yeni medya teknolojileri vasıtasıyla yapılandırılan bir kültürel alan içerisinde mekâna ilişkin bilgi kapitalist sistemin değerleri üzerinden inşa edilmektedir. Tüketim kültürünün mekânsal pratikler ve yaşam tarzları üzerinden kurguladığı egemen değerler medya üzerinden meşrulaştırılırken söz konusu alana ilişkin norm ve değerler sistemi bireylerin gündelik hayat pratiklerinde somutlaşmaktadır. Bu çalışma ‘Kültürel Kuram’dan hareketle kentsel mekân, insan ve medya alanı arasındaki etkileşim sürecini diyalojik bir yaklaşımla irdelemektedir. Neo-Marksist perspektiften hareketle mekânın toplumsal üretim sürecine odaklanan çalışma aynı zamanda praksisin bir parçası olan kültürel alan içerisinde günümüzde kentsel mekânları tanımlamak için kullanılan küresel kent olgusunun altında yatan sosyo-ekonomik ve politik dinamikleri tartışmak amacındadır. Bu bağlamda amaca yönelik bir örneklem oluşturularak tespit edilen mekânlar nitel içerik analizi yöntemi kullanılarak eleştirel perspektiften yorumlanmıştır.


Etkileşim ◽  
2021 ◽  
Vol 4 (8) ◽  
pp. 160-184
Author(s):  
Anıl Durmuşahmet

Propaganda modeli, medyanın eleştirel ekonomi politiği kapsamında, medyanın rıza üretimini kitlede nasıl sağladığını ele almaktadır. Model içerisinde yer alan beş haber süzgeci, bu üretimin gerçekleşmesi için medyanın gerçekleştirdiği işlemlerin sistemini ortaya koymaktadır. Bu çalışmanın temel sorunsalı sosyal medyadaki rıza üretiminde de aynı düzenin geçerli olup olmadığıdır. Çalışmada gözetim kavramının sosyal medya aracılığıyla nasıl metalaştırılarak tüketilebilir bir nesne haline geldiği; sosyal medyanın pek çok farklı alan ile olan girift yapısı kapsamında ele alınmıştır. Çalışma eleştirel paradigmadan hareketle materyalist tarih kuramına dayandırılmış ve deskriptif (betimleyici) yöntem kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Bu bağlamda, çalışma: (i) propaganda modelinin sosyal medyadaki karşılığını, (ii) sosyal medya ile ilişkili olmak üzere ekonomi politiğin analizini ve (iii) sosyal medyada aracılı gözetim ve büyük veri kavramlarının işleyiş sürecini ele almaktadır


Etkileşim ◽  
2021 ◽  
Vol 4 (8) ◽  
pp. 36-63
Author(s):  
İlker Özdemir

Yeni liberal anlayış, eski yönetim ve insan anlayışına alternatif olmak iddiasıyla yeni bilgi dalları ortaya çıkarmıştır. Günümüzde yönetim alanında sürekli yeni kavram ve teknikler geliştirilerek etkinlik ve verimliliği artıracak kılavuzlar hazırlanmaktadır. 1980’lerden itibaren yeni yönetim teknikleriyle ilgili kitaplarda büyük bir çeşitlilik ortaya çıkmış ve bu yeni bilgi dalları akademide de birer bilim dalı olarak örgütlenmeye başlamıştır. Yeni yönetim retoriğinin öne çıkardığı bütün yaklaşımların her biri daha özgürlükçü, demokratik ve katılımcı modeller olduklarını öne sürmektedirler. Birer yeni yönetim tekniği olarak kurumsallaştırılan bu yaklaşımların başında toplam kalite ve insan kaynakları yönetimi gelmektedir. Bu yaklaşımların ürettiği kavramlar arasında vizyon, misyon, karizma, liderlik, esneklik vb. kavramlar öne çıkmakta ve yeni yönetim yaklaşımları etkinlik ve verimlilik sağlayan yönetim biçimlerinin önünü açmak için başarı getirecek deneyimlere ve pratiklere odaklanmaktadır. Bu makalede yeni yönetim yaklaşımlarının ortaya çıkarmış olduğu yeni bilgi dallarının öğretilerinin iletişim anlayışı ve bu yaklaşımların öne çıkarmış olduğu vizyon, misyon, kariyer, karizma, esneklik, liderlik gibi kavramların yeni yönetim yaklaşımları içerisinde kullanılış biçimleri analiz edilmiş, bu çerçevede yeni yönetim retoriğinin öne çıkardığı bilgi dallarının ve bunların üzerinde yükseldiği “yeni” kavramların, iletişim anlayışıyla birlikte insan ve toplum anlayışını ortaya koymak amaçlanmıştır.


Etkileşim ◽  
2021 ◽  
Vol 4 (8) ◽  
pp. 90-107
Author(s):  
Marc-Henry Pierre ◽  
Mehmet Güzel

While studies that address the relationship between social media and social movements generally use the functionalist paradigm, the critical analysis of the public sphere in the era of distributed media emphasizes the importance of political economy and political communication. Based on the critical political economy analysis of distributed media, this study examined the Twitter-mediated protest "Petrocaribe Challenge" in relation to a possible political public sphere in Haiti. To this end, a qualitative method based on critical discourse analysis was used in the study. Also, 163 tweets purposely selected by the researchers were analyzed. The research findings showed that the Twitter-mediated Petrocaribe Challenge is a political protest with no leadership and a significant lack of online engagement and communication. Besides, the study found that in a political sphere characterized by extreme social inequalities, universal participation is crucial to the formation of a critical public sphere. Although most educated people in Haiti use social media, the majority of Haitians do not have access to these online platforms, which goes against the principles of the public sphere. While the findings of the present study do not allow for generalization, they make up a significant contribution to the critical analysis of social media as a public sphere


Etkileşim ◽  
2021 ◽  
Vol 4 (8) ◽  
pp. 64-88
Author(s):  
Erol İlhan ◽  
Sultan Bayram

Bu çalışmada internet üzerinden iletişimin yükselen yönüne ve covid pandemisi ile evlere kapanan insanlar için online iletişimin vazgeçilmez olduğuna vurgu yapılmıştır. Günümüzde arabuluculuğun anlaşmazlıkları ve diğer farklılıkları çözmenin sürdürülebilir, verimli ve uygun maliyetli yolu olduğu herkes tarafından kabul görmüştür. Covid pandemisi sürecinde Türkiye’deki arabulucular da dünyadaki benzerleri gibi online arabuluculuğa hızlı bir geçiş yapmışlardır. Bu durum çevre dostu online arabuluculuk yönteminin hem kolay erişilebilir hem de oldukça etkili olabileceğini göstermiştir. Çalışmada, kişilerarası çatışmaların çözümünde rol alan arabulucu ve müzakerecilerin oluşturduğu Facebook topluluk sayfaları üzerinden yapılan paylaşımlar, içerik analizi tekniğiyle incelenmiştir. Buna paralel olarak, arabulucuların sürece, sosyal medyadaki paylaşımlara ve kadın arabulucuların rolüne ilişkin bakış açıları nitel araştırma yöntemlerinden görüşme tekniği kullanılarak tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırma sonucunda, arabulucuların Facebook üzerinden etkileşimde bulunarak, hareketsiz sosyalleştikleri diğer yandan arabuluculuk sürecinde kadının rol almasının, görüşme ortamını yumuşattığı, çözüme ve uygulanabilir anlaşmalara varma olasılığını da artırdığı görülmüştür. Ayrıca Covid-19 salgını ile evlere kapanan birey ve gruplar için online (çevrim içi) iletişimin vazgeçilmez olduğu açık bir şekilde ortaya çıkmıştır.


Etkileşim ◽  
2021 ◽  
Vol 4 (8) ◽  
pp. 228-239
Author(s):  
Şerife Öztürk

Etkileşim ◽  
2021 ◽  
Vol 4 (8) ◽  
pp. 132-158
Author(s):  
Seçkin Sevim ◽  
Bilgen Aydın Sevim

Ertem Eğilmez (1929-1989), seyircinin nabzını tutma konusunda sıra dışı bir yeteneğe sahipti. Eğilmez, sinemacılık kariyerinin ilk yıllarındaki kısa süreli bocalamadan sonra Sürtük (1965) filmiyle büyük bir çıkış yakaladı. Eğilmez, bu başarıyı 1970’li yıllar boyunca sürdürdü. Aile seyircisi sinema salonlarından uzaklaşınca Yeşilçam’ın çarkları bu kez lümpen seyircilerin beklentilerini karşılamak için dönmeye başladı. 1970’li yılların ikinci yarısına damga vuran yerli seks filmlerinin üretimi, 12 Eylül Askerî Darbesi ile birdenbire sona erdi. Ortaya çıkan boşluğu arabesk filmler doldurdu. Eğilmez, 1980’li yıllarda müzik ve film piyasasına hâkim olan arabesk furyasını son filmi Arabesk’te (1989) kıyasıya eleştirdi. Bu çalışmada, Arabesk filmi sinemasal söylem çözümlemesi yöntemiyle incelenmiştir. Çalışmanın amacı, Arabesk filminin, seyir zevki gelişmiş, arabesk kültüre ve Yeşilçam melodramlarına mesafeli duran potansiyel bir seyirci kitlesini açığa çıkardığını ortaya koymaktır. Yeşilçam’ın sonunu ilan eden Arabesk filmi, yeni bir sinemanın ve yeni bir seyirci psikolojisinin miladı olur. Geçmişte ebeveynlerinin gözyaşı döktüğü hikâyelere kahkahalarla gülen bu seyirci, klasik Yeşilçam seyircisinden oldukça farklıdır. Mağduriyet söylemini ve kendine acımayı reddetme, fail olma ve kendi sorunlarını çözebilme bu seyirci kitlesinin temel psikolojik özellikleridir.


Etkileşim ◽  
2021 ◽  
Vol 4 (8) ◽  
pp. 12-34
Author(s):  
Greg Simons

Sweden is usually ranking very highly in terms of global democracy and transparency indexes. The 2018 elections in Sweden were very divisive and bitterly fought, where there was an open conflict between the mainstream political establishment parties and the anti-political establishment Swedish Democrats. Mainstream Swedish media were not neutral bystanders in the election coverage, in the months before and after the September 2018 elections. The election coverage framing featured an idealised national myth that uses the notion of various acceptable fundamental values to define it, and an idealised Swedish society. Those actors whose values and norms that do not fit these ideals were subjected to attack and derision within a concept of consensus enforcement known as the opinion corridor, which is akin to the spiral of silence.


Sign in / Sign up

Export Citation Format

Share Document