Journal of Applied and Theoretical Social Sciences
Latest Publications


TOTAL DOCUMENTS

44
(FIVE YEARS 44)

H-INDEX

0
(FIVE YEARS 0)

Published By Journal Of Applied And Theoretical Social Sciences

2687-5861

2021 ◽  
Vol 3 (4) ◽  
pp. 410-439
Author(s):  
Gökhan Alptekin

Türk siyasal hayatı her ne kadar sürekli istikrarsızlıklar ve ekonomik dalgalanmalar ile anılsa da kısa sayılabilecek bir süre içerisinde oldukça fazla tecrübe kazanmış olduğu değerlendirilmiştir. Birçok parti ve seçim sistemlerinin denendiği, tek parti hükümeti ve koalisyon hükümeti dönemlerinin birden fazla örneği ile zenginleşmiş bir siyasal hayata sahip olmak aslında ülke menfaatleri açısından oldukça değerlidir. Ancak baskı gruplarının çeşitli müdahalelerine şahit olunmasının ve neredeyse her on yılda bir askeri darbe veya müdahalelerin gerçekleşmesinin demokrasinin siyasal zeminde gelişmesini engellemesine ve yukarıda bahsedilen zenginliğin karşılığının tam olarak alınamamasına neden olduğu söylenebilir. Türkiye’de çok partili hayatın 1950’den itibaren başladığını ifade etmek yanlış olmaz. Bu kapsamda yaklaşık yetmiş yıllık bir tecrübenin gerek yazılan tezlerde gerekse bilimsel makalelerde hak ettiği kadar yer almadığı tespit edilmiştir. Bu maksatla kaleme alınan bu çalışmada 1950-2015 yılları arasındaki seçimler ele alınmış olup kurulan tek parti ve koalisyon hükümetlerinin siyasi ve ekonomik istikrarı incelenmiştir. Elde edilen sonuçlardan sürdürülebilir siyaset konusunda bir analiz yapılmaya çalışılmıştır. Bu anlamda çalışmada; büyüme, enflasyon, işsizlik gibi istikrar temelli ekonomi tanımlamalarının yanında demokrasi, katılım kültürü, çoğulculuk ve siyaset ahlâkı üzerinden sürdürülebilirliğin önemi ortaya koymaya çalışılmıştır.


2021 ◽  
Vol 3 (4) ◽  
pp. 387-409
Author(s):  
Seçil Öztürk Yöndemli

Dış ticaret, ülkeler arasında mal ve hizmet ticaretini ifade eden ihracat ve ithalat işlemlerini kapsayan bir faaliyettir. Dış ticaretin ülke ekonomileri üzerindeki etkisi yadsınamaz bir gerçektir. Dünya çapında artan dış ticaret hacmine paralel olarak ülkemizde de dış ticaret işlemlerinde büyük bir artış yaşanmaktadır. Ülkemizdeki dış ticaret işlemlerinin önemli bir bölümü büyük ve orta ölçekli işletmeler tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu işletmelerin, dış ticaret işlemlerini nasıl muhasebeleştireceği ve finansal tablolarında nasıl raporlayacağı sorularına verilecek cevap; esas alınan standart, ilke ve düzenlemelere göre farklılışmaktadır. Bu çalışmanın amacı işletmelerin dış ticaret işlemlerini muhasebeleştirme ilkelerini Büyük ve Orta Boy İşletmelerin Finansal Raporlama Standartları (BOBİ FRS) ve vergi mevzuatı açısından incelemektir. Çalışma kapsamında muhasebe standartları ve vergi mevzuatı arasındaki benzer ve farklı uygulamalar teorik çerçevede ortaya konulmuştur.  


2021 ◽  
Vol 3 (4) ◽  
pp. 361-386
Author(s):  
Didem Saygın ◽  
Asime Dilara Erdem

1951 yılında ekonomik kaygılarla temelleri atılan ve günümüze kadar hem ekonomik hem de siyasi açıdan bütünleşmeye çalışan Avrupa Birliği federatif bir yapıya evrilme hedefiyle tek seslilik yolunda adımlar atmıştır. Zamanla supranasyonel bir yapıya bürünmüş bunu da oluşturduğu kurumlara yetki devri sağlayarak gerçekleştirmiştir. Euro’ya geçiş, serbest dolaşım gibi iş birliği alanlarını genişlemesi Birlik’in ekonomik hacminin büyümesine, sınırlarının gelişmesine, nüfusunun ve sorumluluk alanlarının artmasına sebep olmuştur. Ancak Birlik, Avrupa içerisinde “tek seslilik” oluşturmak için çıktığı yolda üye ülkelerdeki ekonomik krizler, aşırı sağın yükselişi, Brexit ve en son olarak yaşanan Covid-19 salgını ile tek seslilik vurgusunu kaybetmiştir. Çalışma kapsamında Birliği tek Avrupa olmaya yaklaştıran önemli adımlar irdelenirken bunun tam zıttı ayrıştırıcı özellikler de incelenmiştir. Çalışmanın temel araştırma noktası ise Covid-19 Pandemı̇sinin Birliğin tek sesliliğine etkisidir.  Bu kapsamda, üye ülkelerin salgın döneminde aldıkları kararların, ekonomik durumlarının, aşı tedariği gibi sorunların Birliğe yansımasına odaklanılmıştır. Bu açıdan çalışmada daha önce de kendi içinde kırılmalar yaşayan Birlik’in küresel bir sağlık krizi ile karşılaştığında bütünleşme ve “Tek Sesli Avrupa” olma yolunda nasıl hareket ettiği irdelenmiştir.


2021 ◽  
Vol 3 (4) ◽  
pp. 343-360
Author(s):  
Murat Koraltürk ◽  
Arzu Varlı Binagül

Ziraat Bankası’nda müfettiş muavini olarak çalışma hayatına atılan Ali Şakir Ağanoğlu (1915-2005) banka genel müdürlüğü ve yönetim kurulu üyeliği yapar. Milletvekili, senatör ve bakan olarak siyasette de önemli rol üstlenen Ağanoğlu, Türkiye’de işletme eğitiminin kurumsallaşmasında da öncü kadro içinde yer alır. Ekonomiye dair görüş ve düşüncelerini kitap ve özellikle yazdığı makalelerinde ifade eden Ağanoğlu, en çok deneyim sahibi olduğu bankacılık konusunda da makaleler yazar. Bu makalede Ağanoğlu’nun eğitim, meslek ve siyasi hayatı ana hatlarıyla anlatıldıktan sonra bankacılık konusuna ilişkin özellikle planlı dönemdeki gelişme ve duruma ilişkin düşünce ve görüşleri ele alınmaktadır. 


2021 ◽  
Vol 3 (4) ◽  
pp. 330-342
Author(s):  
Armağan Macit

2019 yılının sonunda Çin’de başlayarak, tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs hastalığı küresel bir pandemi olarak ilan edilerek, insanlık tarihinde önemli ve olumsuz bir etki yaratmıştır. Pandemi etkisi ile ortaya çıkan küresel kriz, ekonomik bir krizi beraberinde getirmiş, birçok sektör pandeminin yıkıcı etkisi ile karşı karşıya gelmiştir. Bu sektörlerin başında gelenlerden biri kuşkusuz havacılık sektörü olmuştur. Tedbirler kapsamında, sınırların kapanması, uluslararası seyahatlerin engellenmesi küresel hava trafiğini durma noktasına getirmiş ve büyük bir yıkım yaratmıştır. Bu bağlamda havacılık uzmanları ve akademisyenler, pandeminin sektördeki yıkıcı etkisine odaklanarak, havacılık sektörünün kayıpları ve toparlanma senaryoları üzerine yoğunlaşmışlardır. Ancak, farklı bir bakış açısı ile bakıldığında pandemi döneminde hava taşımacılığı çok önemli faaliyetlerde başrol olmuştur. Pandemi başlangıcında her ülkenin vatandaşlarına yönelik yaptığı tahliye uçuşları, test kitlerinin tedarik edilmesi, tedarik zincirindeki bozulmaları önlemek amaçlı kontrollü taşımacılık faaliyetlerinin yapılması, aşıların dağıtılması ve insansız hava araçlarının kullanımı gibi konularda hava taşımacılığı önemini göstermiştir. Bu çalışmada, pandemi süreci içerisinde, hava taşımacılığının devletler tarafından ne şekilde kullanıldığı, devletlere sağladığı stratejik desteklerin araştırılması amaçlanmıştır. Türkiye başta olmak üzere, Dünya’nın farklı bölgelerinden örneklerle hava taşımacılığının Covid-19 pandemisi dönemindeki stratejik önemi ortaya çıkarılacaktır.


2021 ◽  
Vol 3 (4) ◽  
pp. 306-329
Author(s):  
İlkin Yaran Ögel

As environmental problems are dramatically alarming the world, environmental issues have become the primary concerns of both consumers and companies. To please the environmental wants of consumers, many companies have to adopt green solutions today. Green brands are one of these solutions. Nevertheless, little has been known about the green brands. In this sense, this study attempts to explore the interaction between brand image (BIm), brand attachment (BAtt), customer engagement (CEn) and brand loyalty (BLo) within the scope of green brands as previously untapped context. In this study while brand image is determined as independent variable; customer engagement is specified as the mediator variable which mediates the link between brand image and brand attachment. Data were gathered from 428 participants through convenience sampling method. To examine the links between the variables in the suggested model, structural equation modelling was utilized. The results regarding the study bring out that brand image for green brands significantly influences customer engagement and brand attachment in a positive way; customer engagement has also a significant positive influence on brand attachment for green brands; and brand attachment for green brands significantly affects brand loyalty toward these brands in a positive way. In addition, partial mediating influence of customer engagement on the link between brand image for green brands and brand attachment was found significant. These findings also ensure applicable insights to practitioners, who are responsible for promotion of green brands, by emphasizing the importance of increasing brand image, customer engagement and customer attachment to generate loyal green customers.


2021 ◽  
Vol 3 (4) ◽  
pp. 289-305
Author(s):  
Betül Tansel Akınar ◽  
Gül Pınar Erkem Gülboy

Kadınların toplumsal yaşam içindeki yerleri ve çalışma hayatına katılım oranları, üzerinde yoğun çalışmaların yapıldığı alanlardır. Kadınlara uygun görülen meslek grupları ve kariyer basamaklarındaki mertebelerde toplumsal cinsiyet eşitliğinden söz etmek ne yazık ki mümkün değildir. Üstesinden tam anlamıyla gelinemeyen bu sorunun kaynağına inildiğinde ise ulus inşa döneminde, dönemin resmî ideolojisi milliyetçiliğin kadınlara yüklediği milli misyonlarla karşılaşılmaktadır. Milliyetçi ideolojinin kadın imgesi, annelik ve aile kavramına yapılan vurgularla birlikte kadınlığı neredeyse annelikle eş görerek kadını aile sınırları içinde tanımlamıştır. Ulus inşa döneminde temeli atılan kadın imgesinin etkilerini bugün halen hissediyor olmak, ulus inşa döneminin toplumsal cinsiyet algısına olan ilgiyi arttırmakta ve bu makalenin çıkış noktasını oluşturmaktadır.Makalede, ulus inşa döneminin toplumsal cinsiyet algısı incelenirken, dönem romanlarından yararlanılmıştır. Romanlar dönemin siyasi, tarihi, ekonomik ve sosyo-kültürel yapısını, bireylerin psikolojilerini ve kısacası dönemin ruhunu yansıtan önemli edebi eserlerdir. İdeolojilerin ve siyasi kararların toplumsal hayatın dinamiklerine olan etkisini örneklendirmektedirler.


2021 ◽  
Vol 3 (4) ◽  
pp. 275-288
Author(s):  
Şahin Nas ◽  
Erkan Aktaş

Yapısal değişim sürecinde, tarım sektörünün hem Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) hem de toplam istihdam içindeki payı azalmaktadır. Tarım sektörünün payı azalırken, imalat sanayi ve hizmetler sektörünün payı giderek artmaktadır. Yaşanan bu süreç ülkelerin gelişimini göstermektedir. Ancak gelişmişlik seviyesine bakılmaksızın tarım sektörü bütün ekonomiler için önemli bir sektördür. Artan nüfusun beslenme ihtiyaçlarını karşılama, temel besin maddelerini ve diğer sektörlere girdi ve hammadde sağlama bakımından önemli bir sektördür. Bununla birlikte iklim krizi, doğal afetler ve toprak kaybı gibi faktörler tarım sektörünün önemini daha da ortaya koymaktadır. Bu amaçla çalışmada, seçilmiş bazı ülkelerde tarım sektörünün 1995-2015 döneminde ekonomi içindeki genel görünümü analiz edilmiştir. Ekonomik Kalkınma ve İş birliği Örgütü (OECD) veri tabanında yer alan ulusal girdi-çıktı tabloları kullanılarak girdi-çıktı analizi yapılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, ülkelerin gelişmişlik seviyesi artıkça, tarım sektörünün katma değeri ve istihdamı düşmektedir. Ayrıca Hollanda hariç diğer ülkelerde, tarımsal üretim genel olarak yurtiçi talebe yöneliktir. Son olarak tarım sektöründe ithal ara girdi bağımlılığın en yüksek olduğu ülkeler sırasıyla Hollanda, Güney Afrika, Fransa, İspanya, Romanya, Rusya, ABD, Japonya, Brezilya, Türkiye, Endonezya, Çin ve Hindistan’dır. 


Sign in / Sign up

Export Citation Format

Share Document