EJONS International Journal of Mathematic, Engineering and Natural Sciences
Latest Publications


TOTAL DOCUMENTS

112
(FIVE YEARS 112)

H-INDEX

0
(FIVE YEARS 0)

Published By EJONS International Journal Of Mathematic, Engineering And Natural Sciences

2602-4136

Author(s):  
Yasemin YALÇIN AKMAN ◽  
Satı DEMİR

Çalışmanın temel amacı, birçok ülkede yaygın olarak uygulanan Ruhsal İlkyardımın önemi, nasıl uygulandığını ve yararlarını tartışmaktır. Ruh sağlığı sorunları yaygındır, dünya genelinde her dört kişiden biri ruh sağlığı sorunları yaşar, ancak bilgi eksikliği ve buna bağlı damgalanma, insanların erken dönemde uygun yardımı aramasını engelleyebilir. Ruh sağlığı sorunları olan kişiler, bazen yardıma ihtiyaçları olduğu konusunda içgörüye sahip olmayabilir veya onlar için etkili yardımın mevcut olduğunun farkında olmayabilirler. Aile, arkadaşlar, komşular ve meslektaşlar, bir ruh sağlığı sorununun belirti ve semptomlarını fark ettiklerinde yardım teklif ederek yardımcı olabilirler. Bir sorun erken teşhis edildiğinde, bir ruh sağlığı krizinden kaçınılması daha olasıdır. Ayrıca bireylerin yaşamı boyunca, ruh sağlığı sorunu yaşaması ya da ruhsal hastalığa sahip biriyle yakın temas kurması olasıdır. Ruh sağlığı sorunları olan insanlara yardımcı olabilecek profesyonel insanlar ve diğer destek hizmetleri bulunmasına karşın, acil durumlar ortaya çıktığında, profesyonel yardım her an mevcut olmayabilir. Yardım kaynakları mevcut olmadığında, halktan kişiler bu kişilere acil ilk yardımı sunabilir ve kişiye uygun yardım ve destek kaynaklarına yönlendirebilir. Bu da toplumdaki bireylere Ruhsal İlkyardım Eğitimi’nin verilmesiyle mümkün olabilir. Anahtar Kelimeler Ruhsal hastalık, Erken Müdahale, Ruhsal İlkyardım (MHFA)


Author(s):  
Mehmet ÇOLAK ◽  
Tahsin ÇETİN ◽  
Mesut GÜLER

Mobilya endüstrisinde, verimliliği olumsuz etkileyen faktörlerin, verimliliği düşürmesi dolayısıyla önleyici tedbirler alınmalıdır. Mobilya endüstrisinde verimin düşmesini neden olan kayıp iş zamanlarında etkili iki temel faktör vardır. Bunlardan birincisi, yönetimden ve iş görenlerden kaynaklanan iş zaman kaybı, diğeri ise, ürünün tasarımı ve üretim yöntemleri hatalarından kaynaklanan iş zamanı kayıplarıdır. Mobilya endüstrisinde meydana gelen iş zamanı kayıplarının araştırılması alınacak önlemler açısından önem taşımaktadır. İşgücü kayıplarının yoğunluğu ve sebep-sonuç ilişkileri açısından araştırılması uzun yıllardan beri diğer ülkelerde ve ülkemizde de yapılmaktadır. Ancak mobilya işletmelerinde böyle bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu çalışmada; büyük ölçekli bir mobilya işletmesinde iş gören verimliliğinin düşmesine yol açan iş zamanı kayıplarının bulunması ve çözümlerinin üretilmesi amaçlanmaktadır. Verimliliğinin düşmesine yol açan iş zaman kayıplarının belirlenmesi için balık kılçığı diyagramı ve Pareto analizi uygulanmıştır. Balık kılçığı yöntemiyle; A grubu yatak üretim bölümünde kapasitenin yetersiz kalmasının nedenlerinin, malzemeden, makinadan, yöntemden ve yerleşimden kaynaklı problem olduğu belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: Verimlilik, Mobilya sektörü, İş etüdü, Üretim planlaması.


Author(s):  
Aysun BOZA ◽  
Serra HEPAKSOY
Keyword(s):  

Bu çalışmada İzmir ili Çeşme yarımadasındaki iki farklı alan olan Urla ve Karaburun’da yetişen doğal defne popülasyonunda iki yıl süreyle fenolojik gözlemler yapılmıştır. Çalışmada erkek ve dişi ağaçlar ayrı ayrı incelenmiştir. Ağaçlarda tomurcukların uyanması, çiçeklenme ve meyve olgunlaşması ikinci yıl daha erken gerçekleşmiştir. Her iki bölgedeki ağaçların fenolojilerinde bazı farklılıklar saptanmış ve genel olarak Urla’ da vejetasyonun daha erken başladığı tespit edilmiştir. Yıllar ve bölgeler arasındaki farklılıkların sıcaklıktan kaynaklandığı ortaya konulmuştur. Anahtar kelimeler: Defne, Fenoloji, Çeşme yarımadası, İzmir, Ege bölgesi


Author(s):  
Hakan KELES

Florasında 163 familyaya ait 1225 cins ve 9000 taxa barındıran Türkiye, coğrafyasında 3000 endemik tür bulundurmaktadır. Bu genetik kaynaklar ülkelerin doğal zenginlikleri arasında sıralanmaktadır ve genetik kaynaklarına gerektiği gibi sahip çıkmayan ülkeler bu zenginlikleri başka ülkelerden almak zorunda kalmaktadırlar. Bu sebeplerle genetik materyallerin tespiti, korunması ve kullanımı oldukça önem arz etmektedir. Alıç (Crataegus spp.), ülkemizde doğal olarak yayılış göstermiş en önemli yabani meyve türlerinden birisidir. Rosaceae familyasına ait alıç (Crataegus spp.), çok eski zamanlardan beri tıbbi amaçlarla kullanılan, besin özellikleri ve kültüre alınabilme potansiyeli yüksek yabani bir bitkidir. Ege, Doğu Anadolu, Güney, Orta ve Kuzey Anadolu gibi Türkiye’ nin çeşitli bölgelerinde doğal olarak yetişmekte olan alıç bitkisi çeşitli morfolojik özellikler göstermektedir. Çeşitliliğin alıcı yiyen kuşlar veya memeli hayvanlar vasıtasıyla olduğu ve halen tanımlanmamış formların olabileceği bildirilmektedir. Bu çalışma, 2019-2020 yıllarında Yozgat Aydıncık ilçesine bağlı Şebek Vadisi’ nde yürütülmüştür. Şebek vadisi, sahip olduğu bitki örtüsü (yabani fındık, meşe, gürgen, ıhlamur, ahlat, alıç, ardıç, kayın vb.) ve mikro klima özelliği gösteren iklimi ile önemli bir genetik kaynak bölgesidir. Vadinin en düşük noktası 900 m iken en yüksek noktası 1550 m rakıma sahiptir ve 7 km boyunca uzanmaktadır. Vadide bulunan alıç popülasyonu pomolojik ve morfolojik olarak incelenmiş ve 30 genotip arasından bazı özellikler dikkate alınarak incelemeye değer bulunan 10 genotip incelemeye değer olarak tespit edilmiştir. Bu çalışmada 10 adet genotipin genel görünüm, sürgün, yaprak ve çiçek özellikleri UPOV(The International Union for the Protection of New Varieties of Plants) kriterleri dikkate alınarak incelenmiştir. Genel görünüm özelliklerinde ağaç büyüme tipi, büyüme şekli, ağaç yüksekliği ve yeşil aksam yoğunluğu incelenmiştir. Sürgünlerin morfolojik özellikleri kapsamında diken varlığı, varsa sayısı, ve uzunlukları incelenmiştir ayrıca sürgünlerin gelişme tipi ve uzunluğu da değerlendirilmiştir. Genotiplerin yapraklarında kenar şekilleri, lob varlığı, tüylülük ve yaprakların yüzey yapısı incelenmiştir. Çiçeklerde ise çiçek tipi, petal renkleri, petal düzeni ve petallerin konumları incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Yozgat, Şebek Vadisi, Alıç, Morfoloji


Author(s):  
Ayfer BAYINDIR ÇEVİK ◽  
Elçin Sebahat KASAPOĞLU

Aim: The aim of the study is to evaluate the knowledge, attitudes, behaviors and anxiety of university students about the Covid-19 epidemic at the beginning of the Covid-19 pandemic. Material and Methods: The study is a cross-sectional study. The sample consists of 1243 health students. The data were collected through an online questionnaire consisting of three parts. The questionnaire included questions to assess the socio-demographic characteristics of students, their level of knowledge, awareness and behavior about the Covid-19 pandemic, and the impact of the epidemic on their psychological health. The GAD-7 scale was used to assess students' anxiety levels. Results: In this study; 79.60% of the Health Care Students (HCSs) did not attend any training on COVID-19. Their sources of information were internet/social media (97.18%) and TV (97.18%). In the COVID-19 knowledge assessment test, it was found that 65.7% of them had a high level of knowledge. Most of HCSs thought that their knowledge about COVID-19 was very good (55%). The correct answer means of the 31 questions on the COVID-19 knowledge questionnaire were 22.07±1.70. In this questionnaire, it stated that the most effective methods of protection were the use of a mask in crowded environments (99.1%). Most of the HCSs stated that outbreak was affected their mental health negatively (73.1%) and some of them named this state as "Coronaphobia" (33.2%). In this study was found that some HCSs have a generalized anxiety disorder (22.6%) and anxiety experienced due to COVID "completely affected" their lives (19.5%). The average knowledge score of the students who received applied training in the hospital at the beginning of the pandemic (22.29±1.58) and anxiety level of students (6.77±5.85) was higher than those who did not receive applied training in the hospital (5.84±5.47, p<0.05). The GAD-7 scores for those with a previous diagnosis of psychological disease were 2 times higher than those without a previous diagnosis (p<0.05)Conclusion: At the beginning of the pandemic, students who received hands-on training at the hospital had higher knowledge and awareness levels. Generalized Anxiety Disorder was observed more frequently in those with a previous psychological disorder than in other students. Keywords: Anxiety; coronavirus disease 2019 (covid-19); knowledge; health students; pandemic and mental health


Author(s):  
Gökhan Öztürk ◽  
Mahmut Nedim TANSU ◽  
Umut UZ

Türkiye’de artan araç sayısı ve bu araçların çevreye etkileri düşünüldüğünde yaşam kalitesinin düştüğü gözlemlenmiştir. Bu durumda otomotiv sektöründe iyileştirme çalışmaları hız kazanmıştır. Petrol türevi yakıtlardan vazgeçilip, çevre dostu elektrikli ve hibrid araçlara eğilim artmıştır. Bu çalışmada Türkiye’de hibrid ve elektrikli araçlara eğilimin satış piyasasına yansıması araştırılıp, elde edilen bulgular kapsamında hibrid ve elektrikli araçların yıllara göre değişimi incelenmesi amaçlanmaktadır. Hibrid ve elektrikli araçların satışına etki eden faktörler ele alınarak bir değerlendirme yapılmıştır. Türkiye İstatistik Kurumu’ndan (TÜİK) alınan verilere göre hibrid araçların yıllara göre satışlarında artış görülmüştür. Sektörde bulunan hibrid ve elektrikli araçların satışlarındaki yükselişin devlet desteği ve kullanıcıların bilinçlenmesiyle giderek arttığı bulgular ışığında gözlemlenmiş ve yorumlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Hibrid ve elektrikli araçlar, Satış trendleri, Türkiye.


Author(s):  
Nasip DEMİRKUŞ ◽  
Ayşe YENİLMEZ ◽  
Süleyman Mesut PINAR ◽  
Sinan İŞLER

Dünya'daki yaşamın temel bir parçasını oluşturan ve canlılar için solunabilir oksijen, habitat, yiyecek, yakıt, ilaç ve daha birçok fayda sağladığından dolayı bitkilerin canlı yaşamı için ne kadar elzem olduğu hiç şüphesiz ki tartışılmaz bir gerçektir. Tarımsal verimliliğin ve sürdürülebilirliğinin artırılması, yeni farmasötiklerin keşfedilmesi, olumsuz iklim değişikliği etkilerinin azaltılması kısacası hayatı bir bütün olarak daha iyi anlamlandırabilmek için bitkilerin önemini iyi anlamak gerekir. İşte bu nedenlerledir ki, yaşamın ilk yıllarından itibaren bilim insanları bitkileri gözlemleyip tanımaya çalışarak bitkiler hakkında notlar tutmuşlar, resimlerini çizmişler ve teşhis etmeye yönelmişlerdir. O zamanlardan günümüze kadar gelen ve süreklilik gösteren bu flora araştırmaları biyoloji, tıp, ziraat, ilaç, kozmetik, gıda ve diğer pek çok bilim dallarına yönelik bir kaynak oluşturması bakımından önem arz etmektedir. Bu bağlamda araştırmacılar bitki türlerini toplar ve onları herbaryumlarda arşivleyerek muhafaza ederler. Bu çalışmada; uzun uğraşlar sonucu toplanan ve kurutulan, zengin bir bitki koleksiyonuna sahip olan VANF (Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Fakültesi Herbaryumu) herbaryumunun dijitalleştirilmesi öncesi yapılan işlemlerin önemine dikkat çekilmesi amaçlanmıştır. Van Flora Uygulama ve Araştırma Merkezinin bünyesinde faaliyet gösteren VANF herbaryumuna kayıtlı yaklaşık 23500 bitki örneği dijital ortama aktarılmadan önce tek tek incelenmiş ve herbaryum kurallarına uygun olarak etiketlenip arşivlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Herbaryum, VANF, Sanal.


Author(s):  
Sezer AVCI ◽  
Hakan DOKUMUŞ

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre her yıl dünyadaki toplam ölümlerin % 25’i, diğer bir deyişle 13 milyona yakın insanın sağlıksız koşullarda ve çevre kirliliğine maruz kalması sonucunda öldüğü öngörülmektedir. Hızla küreselleşen dünyada, dünyanın herhangi bir yerinde olan bir olay artık o yerde kalmamaktadır. İlk olarak bulunduğu bölgeyi daha sonra dünyanın büyük çoğunluğunu etkileyebilecek küresel ölçekte bir sorun haline gelebilmektedir. Bu sorunlardan biri de önemi giderek artmakta olan toplumsal yaşam alanlarının kirletilmesi veya yok edilmesidir. Bu durum günümüzde doğal afetler yerine maalesef insanlar tarafından gerçekleştirilmektedir. Düşünen ve düşündüklerini eyleme geçirebilen bir canlı türü olan insan, yaşamını sürdürmek zorunda olduğu çevresini olumlu ya da olumsuz bir şekilde etkileyebilmektedir. Olumlu etki sonucunda yaşam alanları gelişmekte hatta genişleyebilmektedir. Olumsuz etkiyle birlikte yaşam alanları ilk olarak kirlenmekte, sonra bozulmaya başlamakta ve en sonunda da dönüşümü olmayacak bir şekilde yok olmaktadır. Hava, su ve toprak gibi doğal alanların kirletilmesinin yanı sıra suni olarak üretilen gürültü, ışık, görüntü, radyoaktif ve atık madde kirliliğini buna örnek verebiliriz. İnsan eli ile artan bir hızda belirtilen örneklerle çevrenin kirletilmesi toplum sağlığını ciddi düzeyde tehdit edebilmektedir. Dolayısıyla çevrenin kirletilmesinin önüne geçmek sağlıklı bir çevrenin oluşturulmasına yönelik de ilk adım olacaktır. Bunu gerçekleştirebilmekte yine insanın çevreye olan olumlu ya da olumsuz müdahalesinin düzeyi belirleyecektir. Bu derlemede, çevre sağlığını korumaya yönelik adımların atılabilmesi için çevre kirliliğinin ne olduğunun anlaşılması ve aktarılması amaçlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Toplum Sağlığı, Çevre, Çevre Sağlığı, Çevre Kirliliği.


Author(s):  
Uğur BÜYÜK ◽  
Emin ÇADIRLI ◽  
Hasan KAYA ◽  
M. İzzettin YILMAZER

In this work, influences of composition (Cu content) and growth velocity (V) on the microstructure (dendritic spacing) of Al–Mn–Cu ternary alloys have been investigated. Al–1.9Mn–xCu (x=0.5, 1.5 and 5 wt. %) alloys were prepared using metals of 99.90% high purity in the vacuum atmosphere. These alloys were directionally solidified upwards under various growth velocities (8.3–978 m/s) using a Bridgman-type directional solidification furnace at a constant temperature gradient (7.1 K/mm). Measurements of primary dendrite arm spacing () of the samples were carried out and then expressed as functions of growth velocity and Cu content. Especially, cell-dendritic transition was detected for low growth velocity (41.6 m/s) for alloys containing 0.5 and 1.5Cu. It has been found that the values of  decrease with increasing V and decreasing Cu content. Keywords: Aluminum alloys, Solidification, Cell-dendritic transition, Dendrite arm spacing


Author(s):  
Engin Akın ◽  
Salim ASLANLAR ◽  
Erdinç İLHAN ◽  
Tuncay ERDOĞAN

Dünyada lojistiğin önemi her geçen gün daha da artmaktadır. Lojistik operasyonlarının bir parçası olan karayolu taşımacılık faaliyetleri kamyonet, kamyon ve çekici-yarı römork birleşimi araçlar ile yapılmaktadır. Bu araçlar istahap haddi ve yükleme alanı kapasitesinin fazla olması nedeni ile en yaygın kullanılan araçlar arasında yer almaktadır. İhtiyaçlar doğrultusunda karayollarında seyreden araç sayısının artması karayollarındaki kaza riskinin de artmasına neden olmaktadır. Son on yılda bazı ülkelerde karayolu güvenliğini iyileştirmede önemli ilerleme kaydedilmiş olsa da, genel küresel sonuçlar çok daha kötüdür ve küresel karayolu ölümleri ve yaralanmalarını önemli ölçüde azaltmak için acilen değişikliklere ihtiyaç vardır. Karayolu trafik kazaları, küresel olarak kaza sonucu ölümlerin ilk nedenini oluşturmaktadır. Karayolu trafik kazaları, her yıl 1,3 milyondan fazla ölümden sorumluyken, ölümcül olmayan yaralanmalara ilişkin tahminler 20 milyon ila 50 milyon arasında değişiyor. Otomobilin ağır yük taşıtına arkadan çarpması durumunda meydana gelen ölüm oranlarının düşürülmesi için Regülasyon 58.03 seviyesi yayınlanmıştır. Bu çalışmada, Regülasyon 58.03’e uygun arka koruma donanımı tasarımı sonlu elemanlar yöntemi ile analiz edilmiştir. Yapılan analiz çalışmaları sonucunda tasarımda dikkat edilmesi gereken kritik noktaları tespit edilmiş ve nihai tasarım 58.03’de belirtilen yeni test kuvvetlerine göre test edilerek uygunluğu ispatlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Regülasyon 58.03, Trafik kazalarındaki ölüm oranları, Arka koruma donanımı


Sign in / Sign up

Export Citation Format

Share Document