Karaelmas Science and Engineering Journal
Latest Publications


TOTAL DOCUMENTS

115
(FIVE YEARS 0)

H-INDEX

4
(FIVE YEARS 0)

Published By Zonguldak Karaelmas University - Karaelmas Science And Engineering Journal

2146-7277, 2146-4987

Organik atıklara en uygun bertaraf yöntemlerinden biri anaerobik arıtmadır. Organik maddelerin anaerobik şartlarda farklı mikroorganizma grupları tarafından parçalanmasıyla biyogaz üretimi gerçekleşmektedir. Biyogaz, genel olarak %50–80 metan (CH4) içermektedir. Bu çalışmada yemek atıklarından biyogaz elde edilmesinde işletme sıcaklıklarının etkisi analiz edilmektedir. Çalışmada aynı özelliklere sahip yemek atıkları, mezofilik ve termofilik şartlarda anaerobik olarak parçalanmış ve bu süreçte üretilen metan gazı miktarları ve metan gazı üretim hızları karşılaştırılmıştır. 60 gün sonunda metan gazı üretim düzeyi mezofilik koşullarda 314 lt/kg UKM (uçucu katı madde) ve termofilik koşullarda 317 lt/kg UKM olarak gerçekleşmiştir. Birinci derece reaksiyon hız sabiti değeri, mezofilik koşullarda 0.05 1/gün olurken, termofilik koşullarda 0.11 1/gün olarak belirlenmiştir. Mezofilik koşullarda, metan üretiminin %50’lik kısmı ilk 27 günlük sürede ve %75’lik kısmı ise ilk 38 günde gerçekleşmiştir. Buna karşılık termofilik koşullarda metan gazı üretiminin %50’lik kısmı ilk 18 günde ve %75’lik kısmı ise ilk 24 günde gerçeklemiştir. Bu sonuçlar mezofilik ve termofilik koşullarda yemek atıklarının metana dönüşüm oranlarının yaklaşık aynı olduğunu ancak termofilik koşullarda dönüşüm hızının mezofilik koşullardan daha yüksek olduğunu göstermiştir.


Doğal kaynaklarımız, ülke nüfusunun artması ve tüketim alışkanlıklarının değişmesi nedeniyle azalmaktadır. Kaynakların sınırlı olduğu ve tüketimin hızla artığı ülkemizde, geri dönüşüm büyük bir önem kazanmıştır. Bu sebeple öncelikle kütlece %0, %2, %4, %6, %8 ve %10 oranlarında kumun yerine yumurta kabuğu, çimento ve su kullanılarak harçlar üretilmiştir. Üretilen harç karışımları, 1 gün sonra kalıplardan çıkarılıp, 20 ± 2 °C kirece doygun su içerisine konulmuştur. Numuneler 28 günlük kür süresince havuzda bekletilmiştir. 28 gün sonra kür havuzundan çıkarılan numunelerde basınç ve eğilme dayanımı ve su emme deneyleri yapılmıştır. Elde edilen deney sonuçlarına göre yumurta kabuğunun beton dayanımı üzerinde ne şekilde etkidiği belirlenmiştir.


Çalışmamızın amacı, split kuaterniyonik çatıları kullanarak hareketli ve sabit birim Lorentziyen kürelerin oluşturduğu Lorentziyen küresel hareketi incelemektir. İlk olarak split kuaterniyonlarla hareketi tanımladık ve ikinci olarak hareketin hız denklemlerini hesapladık. Son olarak da split kuaterniyonların kullanılmasıyla oluşan Lorentziyen küresel hareketin kanonik izafe sistemini bulduk.


In this study, we have successfully found some travelling wave solutions of the variant Boussinesq system and fractional system of two-dimensional Burgers' equations of fractional order by using the -expansion method. These exact solutions contain hyperbolic, trigonometric and rational function solutions. The fractional complex transform is generally used to convert a partial fractional differential equation (FDEs) with modified Riemann-Liouville derivative into ordinary differential equation. We showed that the considered transform and method are very reliable, efficient and powerful in solving wide classes of other nonlinear fractional order equations and systems.


In this paper we investigate suborbital graphs of a special congruence subgroup of modular group. And this directed graphs is drawn in Poincare disk.


Bu çalışmada, kinetik tipten bir denklem için bir ters problemin çözümünün tekliği araştırılmıştır. Burada kullanılan temel metod Amirov (2001) de geliştirilmiş olup uygun diverjans ve pozitif karesel formların elde edilmesine dayanmaktadır.


Keyword(s):  

G protein eşlikli reseptör (GPER) ailesinden olan Kemokin reseptörlerinin birçok ilaç için hedef bölgesi teşkil ettikleri ve farklı hücre tiplerini aktive ederek çeşitli hastalıkların oluşmasında ve tedavisinde önemli roller oynadıkları bilinmektedir. Bu reseptörlerden biri olan CXCR3 kemokin reseptörünün kristalografik yapısının elde edilmiş olmaması CXCR3-ligand etkileşimlerinin açıklanmasını ve bu reseptöre yönelik ilaçların geliştirilmesini zorlaştırmaktadır. Yapılan çalışmalar, bu reseptörlerin özellikle hücre dışında bulunan N-terminal bölgesinin, bağlanma afinitesi ve reseptör seçiciliğinin belirlenmesinin yanı sıra sinyalleme faaliyetlerinin düzenlenmesinde de kritik roller oynadığını göstermiştir. Bu bölgenin doğal ligandlarıyla etkileşimi hakkında birçok çalışma olmasına rağmen, oldukça esnek bir yapıya sahip olan CXCR3’ün N-terminal bölgesinin katlanma mekanizması ve yapısal özellikleri henüz tam olarak analiz edilmemiştir. Bu nedenle, farklı konformasyonlar gösterebilen bu esnek yapının dinamik davranışlarını incelemek için bölgenin aminoasit sekanslarından yola çıkarak bilgisayarlı yöntemler ile modellenmesi büyük önem taşımaktadır. Bu amaçla çalışmamızda Moleküler Dinamik simülasyon yöntemiyle CXCR3’ün N-terminal bölgesinin aminoasit kompozisyonu modellenerek yapının 300 K sıcaklıkta sulu çözelti içindeki kararlılığı ve dinamik davranışları incelenmiştir. Sonuç olarak modellenen yapının iyi bir şekilde katlanarak kompakt bir form oluşturduğu ve bu yapısal oluşumda hidrojen bağlarının önemli rol oynadığı görülmüştür. Elde edilen bulguların gelecekteki muhtemel ilaç tasarım ve hedefleme çalışmalarına rehberlik etmesi beklenmektedir.


In the present investigation, a streamfunction-vorticity form for Boussinesq-Stokes liquids (with suspended particles) is suitably used to examine the problem of 2-D unsteady incompressible flow in a square cavity with moving top and bottom wall. A new algorithm is used for this form in order to compute the numerical solutions for high Reynolds numbers up to Re=2500. This algorithm is conducted as a combination of the multi-time-stepping temporal differential transform and the spatial finite difference methods. Convergence of the time-series solution is ensured by multi-time-stepping method. The classical benchmark results of the Newtonian liquid are recovered as a limiting case and the decelerating influence of the suspended particle on the Newtonian liquids’ flow field is clearly elaborated.


Atmospheric turbulence is a significant attenuation effect in free-space optical communication systems. The turbulence varies according to the vertical distance, temperature, pressure and wind speed. In this study, SNR values with three different wavelengths and turbulence strength were analyzed up to 10 km altitude. As a result of the analysis, the SNR values were compared according to height and turbulence values.


Sanayi faaliyetleri, birçok ağır metalin su ortamına karışmasına neden olmaktadır. Ağır metaller bitkiler üzerinde ciddi toksik etkiler gösterirler. Bu çalışmada, kadmiyum (Cd), krom (Cr) ve kurşun (Pb) metallerinin Ceratophyllum demersum L. ve Pogostemon erectus (Dalzell) Kuntze üzerine morfolojik etkileri ve medyan etkili konsantrasyon (EC50) değerleri araştırılmıştır. 5 gün sonunda elde edilen veriler istatistiksel olarak Probit Analizi ile değerlendirilmiştir. C. demersum’da EC50 değerleri Cd için 1.403 mg/L (1.018-1.864), Cr için 8.473 mg/L (6.198 - 11.667) ve Pb için 78.349 mg/L (49.622-112.981) olarak tespit edilmiştir. P. erectus’da EC50 değerleri Cd için 0.879 mg/L (0.590 - 1.252), Cr için 1.120 mg/L (0.729 - 1.646) ve Pb için 1.727 mg/L (1.144 - 2.653) olarak bulunmuştur. EC50 değerleri bakımından C. demersum ve P. erectus için en toksik ağır metaller Cd > Cr > Pb olarak kaydedilmiştir. Ağır metallerin yüksek seviyelerde uygulanması bitki üzerindeki toksik etkiyi artırmıştır. Genel olarak, metal toksisitesi altındaki bitkilerde klorozis, yaprak dökülmesi, yumuşama ve ölümler gözlenmiştir. Bu çalışma, bu bitkiler ile yapılacak olan fitoremediasyon çalışmalarına önemli katkılar sunabilir.


Sign in / Sign up

Export Citation Format

Share Document