ISPEC International Journal of Social Sciences & Humanities
Latest Publications


TOTAL DOCUMENTS

59
(FIVE YEARS 52)

H-INDEX

0
(FIVE YEARS 0)

Published By Iktisadi Kalkinma Ve Sosyal Arastirmalar Dernegi

2717-7262

Author(s):  
Rifat Mahmud

The first wave of the COVID- 19 disease has caused a daunting and unprecedented challenge for governments of the world. Decision-makers worldwide, including that of Bangladesh, had to initiate responses that were beyond the conventional measures. This paper offers the decision-makers in Bangladesh on the possible learning in the field of crisis management during this pandemic. The paper aims in focusing on the first phase of responses to COVID-19 (March-May) from the initial lockdown to the reopening of offices by the government of Bangladesh. Methodologically, the paper is a content analysis involving netnography approach of data collection from websites. The paper presents a finding of possible lessons of crisis responses in Bangladesh. The paper aims to create an agenda for learning lessons from the situation of the largest crisis to hit the world in centuries. The paper induces substantial value for policy-makers to be prepared for the second wave of the COVID- 19 crisis, to meet the challenges of the pandemic.


Author(s):  
Enes Abdurrahman BİLGİN

Günümüzde gelişen ve yaygınlaşan teknolojik imkânlar sayesinden bilişim teknolojileri öğretimin her düzeyinde öğrenciler ve öğretmenler tarafından yaygın biçimde kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle somutlaştırmanın büyük öneme sahip olduğu ortaokul öğrencileri açsından bu teknolojiler büyük önem kazanmaktadır. Bu bağlamda bu çalışmada ortaokul öğrencilerin bilişim teknolojilerinde yararlanma düzeylerinin incelenmesi amaçlanmıştır.  Bu amaca yönelik olarak nicel araştırma yöntemlerinden olan tarama modeli tercih edilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak Özmusul (2011) tarafından ortaokul öğrencilerine yönelik geliştirilen “Bilişim Teknolojilerinden Yararlanma Ölçeği” kullanılmıştır. Ölçeğe ilişkin güvenirlik katsayısı 0.85 olarak bildirilmiştir ve dörtlü likert tipine sahiptir. Diğer taraftan katılımcılar uygun örnekleme yöntemi ile belirlenen ve 2019-2020 eğitim- öğretim yılı güz döneminde Van iline bağlı Erciş ilçesinde ortaokullarda eğitim gören 59 öğrenciden ibarettir. Araştırmada öğrencilerin bilişim teknolojilerinden yararlanma düzeylerinin cinsiyet, sınıf, genel başarı düzeyi, anne- baba eğitim düzeyi ve internete erişim gibi faktörlere göre nasıl bir değişim gösterdiği de istatistiksel olarak incelenmiştir. Verilerin analizi sürecinde normallik testleri, Mann Whitney U testi ve tek yönlü varyans analizi testlerinden faydalanılmış ve %5 anlamlılık düzeyine göre sonuçlar yorumlanmıştır. Elde edilen bulgulara göre öğrencilerin genel olarak %73 oranında bilişim teknolojilerinden yaralandıkları sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca bu düzeylerin öğrencilerin genel not ortalamalarına, anne-baba eğitim düzeylerine ve incelenen diğer değişkenlere göre anlamlı biçimde değişmediği ancak kız öğrencilerin anlamlı biçimde erkek öğrencilerden daha yüksek kullanım düzeyine sahip oldukları sonucuna ulaşılmıştır.


Author(s):  
Ismet BOZ ◽  
Ahmad Jawid ABDUL KHALIQ

The objective of the study was to identify the marketing structure and opportunities of almond products in the Samangan and Balkh provinces. The primary data were obtained from questionnaires conducted by face to face interviews with the 125 small scale almond producers and 42 intermediaries, and the secondary data collected from various sources. The collected data were analyzed using parametric and nonparametric statistical methods. According to the results of the study, the average age was 45.13 years for almond farmers and 41.44 years for intermediaries. The average schooling years were 5.40 years for farmers and 9.43 years for intermediaries. While most of the farmers were elementary school graduates, the majority of the intermediaries were secondary school graduates. The strongest aspects of the almond marketing sector in the region are the experience of the farmers and their high interest in this product. The most important opportunities are the good experience of farmers, the adaptation of almonds in Balkh and Samangan, the interest of the farmer in horticulture, availability of substantial varieties of almonds, exports competitiveness of almond products of the region, and the favorable climatic conditions. The study concludes that the government and NGOs should support producers and intermediaries in developing the infrastructure of local markets. They should provide farmers with agricultural inputs at affordable prices, implement capacity building programs, inform all stakeholders on input and product prices, develop credit opportunities, and support farmers' organizations.


Author(s):  
Çağla SEVİNDİK ◽  
Selçuk Bora ÇAVUŞOĞLU

Teknolojinin gelişmesi ve hızlı değişimleri karşılıklı etkileşime girerken, teknolojinin varlığı 21. yüzyılda köklü değişikliklere neden olmuştur. Ekonomi ve kültürde olduğu gibi sporda da meydana gelen değişiklikler bireylerin algı, beklenti ve bakış açılarını derinden etkilemektedir. Bu değişimler farklı dönemlerde doğan insanların farklı kişilik ve bakış açısına sahip olmasını sağlamıştır. Bu gelişime öncülük eden çok önemli bir unsur vardır; dijitalleşme. Hayatın her alanında kolaylık getirerek yaşamı iyileştiren ve hızlandıran dijitalleşme süreci, spor dünyasında da gözle görülür etkilere sahiptir. Değişen jenerasyonla birlikte terminolojik tabirle dijital yerliler, ortaya yeni platformların çıkmasına katkıda bulunmuşlardır. Dijitalleşme ile birlikte spor dünyası farklı dinamikler kazanarak bilgisayar ortamları ve oyunlarında yaşanan artışla geleneksel spordan e-spor gibi dijital ortamlara geçiş başlamıştır. Fiziksel çabadan çok zihinsel becerilerin öne çıktığı bu dijital spor dünyasında fark yaratan nokta belirlenen yöntem ve oyun süresince ortaya konan akıldır. Spor ve oyun sektörü arasındaki bağlantıyı doğru çözümlemek ve dijitalleşmenin her iki alanda ne boyutta etkin olduğunu araştırmak gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı dijitalleşmeyle birlikte değişen spor anlayışını jenerasyonlar üzerinden ortaya koymaktır. Bu araştırma için doküman analizi tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın analizi sonucunda toplumun dijitalleşmesi ile birlikte kuşakların alışkanlıklarında farklılıklar gözlemlenmiştir. Z kuşağının teknolojik imkanların yoğun olduğu bir ortamda büyümüş olması oyun oynama biçiminin değişmesine yol açmıştır. Yeni spor dallarından spor organizasyonlarına kadar birçok alanda dijitalleşme ve dijital dönüşüm örnekleri hayat bulmaya başlamıştır. Özellikle pandemi sürecinde kalabalık ortamdan uzak durmak isteyen kişiler için spor etkinliklerinin dijital olarak evlere girmesi, orijinal atmosferi yaşatmak adına çözüm yolu olmuştur.


Author(s):  
Begüm ÖZMUSUL ◽  
Hatice BOZKURT

Bu çalışmanın amacı ilkokul birinci sınıf matematik ders kitabında verilen etkinlikleri zihinsel gelişim ilkelerine göre incelemektir. Çalışmada doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Doküman olarak 2020-2021 eğitim-öğretim yılında devlet okullarında ders kitabı olarak kullanılan ilkokul matematik 1 ders kitabı kullanılmıştır. Veriler betimsel analiz yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Betimsel analizlerde Bruner (1966)’da verilen zihinsel gelişim ilkeleri teorik çerçevesi kullanılmıştır. Bu çerçeve yardımıyla ders kitabında verilen etkinlikler eylemsel, imgesel ve sembolik düzey kodlarına göre sınıflandırılmıştır. İncelenen etkinliklerde bu temsillerden birisi, ikisi veya üçünün bir arada kullanım durumlarına bakılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre ders kitabında tüm öğrenme alanlarında daha çok imgesel düzeyde etkinliklerin olduğu sonucuna varılmıştır. İmgesel düzeyden sonra en çok sembolik düzeyde etkinliklerin olduğu görülmüştür. Eylemsel-imgesel düzeyleri içeren etkinliklerin en fazla geometri öğrenme alanında ve en az ise sayılarla işlemler alt öğrenme alanındaki kazanımlarında olduğu görülmüştür. Tüm öğrenme alanlarında eylemsel-sembolik düzeyleri içeren etkinliklere yönelik herhangi bir bulguya rastlanmamıştır. Birden fazla düzeyin bir arada olduğu etkinliklerin yaklaşık yarısı eylemsel-imgesel-sembolik düzeylerin birlikte olduğu etkinlikler olduğu sonucuna varılmıştır. Üç temsilin bir arada kullanıldığı etkinlikler öğrencilerin kavramı çok yönlü öğrenmelerine katkıda bulunabilir. Bu yönüyle Bruner’in zihinsel gelişim ilkelerindeki hiyerarşik sıra bu bulguyla örtüşmektedir. İlkokul 1. sınıf öğrencilerinin öğrenme sürecinin başında olmaları kaçınılmaz olarak hemen hemen her kazanımın onların zihinsel gelişim açısından Bruner’in modelindeki hiyerarşik düzeylerinin en alt basamağından başlanmasının daha uygun olacağı söylenebilir.


Author(s):  
Sibel ORHAN ◽  
Muhammet GÜMÜŞ ◽  
Ayşenur CEYLAN ◽  
Emine KIZILKAYA

Disiplinler arası ekip çalışması ile hasta ve hemşire özerkliği arasındaki ilişkiyi araştırmak için, Türkiye’de 32 hastanede 10.022 hemşirenin katıldığı bir çevrimiçi anket araştırması yapılmıştır ve hemşire bakım kalitesi değerlendirilmiştir. Hemşirelik özerkliği, kaynakları üzerinde kontrol, doktorlarla ilişki, duygusal tükenme ve karar vermenin temel değişkenlerinin birbirleriyle ilişkili olduğu ve aynı zamanda hemşire ile değerlendirilen bakım kalitesi ve hemşire memnuniyeti ilişkisinin olduğu bulunmuştur. Hemşirelik özerkliği, sunulan hizmetin kalitesinin daha iyi algılanması ve daha yüksek iş tatmini seviyeleri ile pozitif olarak ilişkilendirilmiştir. Ekip çalışmasının iş özelliklerine göre analizi, tam zamanlı ve yarı zamanlı hemşireler arasında ekip çalışması düzeyinde küçük ama anlamlı bir fark olduğunu göstermiştir. Sözleşme türüne (kalıcı ve kısa vadeli), servis / birimin uzmanlığı, vardiya uzunluğu veya iş unvanına göre önemli farklılıklara rastlanmamıştır. Ekip çalışması puanları daha yüksek olan hemşirelerin işlerinden memnun olma olasılığı, işlerinde kalmayı planlama ve tükenmişlik puanları önemli ölçüde daha yüksektir. Daha yüksek ekip çalışması puanları, daha yüksek hemşire tarafından değerlendirilen bakım kalitesi, geçen yıl algılanan kalite artışı ve hastaların taburcu olduklarında bakımlarını yönetebileceklerine dair güven ile ilişkilendirilmiştir. Ekip çalışması puanları daha yüksek olan hemşireler de, daha yüksek düzeyde özerklik ortaya çıkmıştır ve karar verme sürecine daha fazla dâhil olmuşlardır. Ekip çalışması ile özerklik arasında güçlü bir ilişki bulunmaktadır; bu etkileşim, çatışmadan çok sinerjiyi akla getirmiştir. Bu nedenle kuruluşlar, ekip çalışmasına zarar verebileceğinden, korkmadan hemşire özerkliğini teşvik etmektedir.


Author(s):  
Mehmet Ali HOROZOĞLU ◽  
Selçuk Bora ÇAVUŞOĞLU

Bu araştırmanın amacı Fenerbahçe spor kulübünün 2021 yılında yapmış olduğu ve dünya çapında yadsınamaz bir etki yaratan Mesut Özil Transferini Kurumsal İmaj çerçevesinden incelemektir. Kurumsal imaj, firmanın kendisi için önemli olan çeşitli izleyiciler nezdindeki itibarıdır. Kurumsal imaj kavramı günümüz dünyasında çok sık karşılaşılan ve gerek kurum gerekse şirketler tarafından merkezi önem noktasında bulunan bir kavramdır. Son yıllarda kurumsal imaj kavramın öneminin artması ve medya boyutunun kurumsal imaj ile iç içe hareket etmesi ve bunun yanı sıra olarak spor kulüplerinin özellikle kurumsal imaj açısından transfer politikalarını araç olarak kullanması sebebi ile araştırmanın konusu kurumsal imaj çerçevesinde şekillendirilmiştir. Spor Kulüplerinin Kurumsal İmaj çerçevesinde transferleri araç olarak kullanmasının altında; kulüp gelirlerini arttırmanın yanı sıra kulüplerin tanınırlık seviyelerini arttırmak istemeleri yatmaktadır. Araştırmanın amacına etkili bir şekilde ulaşması ve bilim dünyasına bundan sonraki çalışmalarda ışık tutulabilmesi açısından araştırma deseni türlerinden derleme yöntemi uygulanmış ve teorik bir çözümleme yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın elde edilen bulguların analizleri sonucunda Fenerbahçe spor kulübünün Mesut Özil transferi sayesinde dünya borsalarındaki değer artışının yanı sıra kulüp gelirleri, forma satış oranları, lisanslı ürün satış oranları ve son olarak sosyal medya hesaplarının takipçi sayılarında artış ve bu artışa bağlı olarak sosyal medya kanallarından elde edilen gelirlerin arttığı sonucuna varılmıştır.


Author(s):  
Sultan SARI

The leverage ratio is an important ratio, especially in the banking sector. In this study, it is researched whether the leverage ratio in Turkish banking sector is influenced from the procyclicality in the Turkish economy or how it is influenced. For this purpose, it is focused on leverage ratio and asset rate. As leverage ratio, it is used the external assets / total shareholder’s equity rate and also the total assets / total shareholder’s equity. As indicator for asset quality and change is used the total loans / total assets in Turkish banking sector. The relationship between the leverage ratios and the total loans / total asset rate in the condition of the all else being equal is analysed empirically as a whole with the quarterly banking cumulative sectorial data between 2007 - 2019 by ARDL ( Auto-Regresive Distributed Lag )  method for first time. According to the analysis results, there is a positive and statistically significant relationship between each of the leverage ratios and the total loans / total assets rate in the long run. It indicates that the leverage ratio is procyclical. It means that the leverage ratio increase and also the total loans / total assets rate in banking sector increase. To conclude, as the credit policy, it is recommended to determine countercyclical policy during financial expansion periods for the financial stability.


Author(s):  
Sinan ÇINAR ◽  
Banu HAS

Özet Çalışmanın amacı, Türkiye ekonomisinde sağlık harcamalarının ekonomik büyüme üzerindeki etkisinin döviz kurunun da göz önünde bulundurularak analiz edilmesidir. 1975 ile 2019 yılları için sağlık harcamaları ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin döviz kuru ile birlikte yapısal kırılmalı ekonometrik analizler aracılığıyla incelenmesi amaçlanmaktadır. Çalışmada bağımlı değişken iktisadi büyüme oranı, bağımsız değişkenler ise sağlık harcamaları ve döviz kurudur. Çalışmada kullanılan yöntem Gregory Hansen yapısal kırılmalı eşbütünleşme analizidir. Çalışma, güncel verilerle ilgili değişkenler arasındaki ilişkiyi yapısal kırılmaları da dikkate alarak incelemesi ve sağlık harcamalarının ekonomik büyüme oranı üzerindeki etkisini döviz kurunu da göz önünde bulundurarak değerlendirmesi yönünden literatüre katkı sağlamaktadır. Elde edilen bulgulara göre, sağlık harcamaları, ekonomik büyüme oranı ve döviz kuru serilerinin uzun dönemde eşbütünleşik bir ilişkiye sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca sağlık harcamaları ile ekonomik büyüme oranı arasında çift yönlü ve kuvvetli bir nedensellik ilişkisiyle beraber, döviz kurundan sağlık harcamalarına doğru da tek yönlü kuvvetli bir nedensellik ilişkisi bulunduğu sonucu elde edilmiştir.


Author(s):  
Ezgi SAMAR
Keyword(s):  

Amaç: Çalışmada pandemi sürecinde spor salonlarında egzersiz yapan kişilerde gıda takviyesi kullanma durumu incelenmiştir. Yöntem: Çalışma Artvin ve Kars ilinde özel spor salonlarında pandemi sürecinde egzersiz yapan gönüllü 153 kişiyle yapılmıştır. Anket formu 27 soru olup ilk 17 soru kişisel bilgi ve diğer 10 soruda gıda takviyesi ile ilgilidir. Veriler frekans analizi, ortalama, minimum maksimum değer, standart sapma ve parametrik olmayan bulgular için Ki-kare testi ve Mann- Whitney U ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Katılımcıların pandemi sürecinde gıda takviyesi kullanma durumlarına bakıldığında; %58.8’inin kullanmamış, %41.2’sinin ise kullanmıştır. Cinsiyete göre; kadınların %26’sı ve erkeklerin %37’si, yaşa göre; 21-30 yaşta %38.5,  31-40 yaşta %43.1 ve 41-50 yaşta %47.1’i, eğitim durumlarına göre; lise %38’i, önlisans %47.1’i ve lisans mezunlarının %40.6’sı gıda takviyesi kullanmaktadırlar. Katılımcıların  %50.32’si bağışıklık sistemini güçlendirmek, %27.09’u sağlığını korumak, %26.45’i enerjik hissetmek, %23.87’si kilo kontrolü ,%23.22’si demir veya vitamin eksiklikleri ve %20.64’ü kasları güçlendirmek için kullandığını gözlenmiştir. En fazla vitamin D kullanılmıştır (n=42). Sonuç: Pandemi sürecinde katılımcıların %58.8’inin herhangi bir gıda takviyesi kullanmadığı, %41.2’sinin ise kullandığı tespit edilmiştir. Pandemi sürecinde hastalıktan korunmak için güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak gerekmektedir. Bu bağlamda doğru ve doktor kontrolünde kullanılan gıda takviyelerinin sağlıklı beslenmeye yardımcı olacağı düşünülmektedir.


Sign in / Sign up

Export Citation Format

Share Document