International Journal of Current Approaches in Language, Education and Social Sciences
Latest Publications


TOTAL DOCUMENTS

51
(FIVE YEARS 51)

H-INDEX

0
(FIVE YEARS 0)

Published By International Journal Of Current Approaches In Language, Education And Social Sciences

2687-2528

Author(s):  
Derya KILIÇKAYA

Aile bağları, ailede annelik babalık rolü, aile kurmak ve aile olmak, evlilikte eşlerin birbirlerine karşı tutumları, sadakatsizlik gibi konular, 1870’lerin Osmanlı Devleti’nde de söz konusu edilirdi. Boşanmaya sebep olabilecek nitelikte sorunlar yaşayan o dönemin İstanbullularının durumu, toplumsal alt yapıyı gözler önüne sermektedir. 19. asır Osmanlı toplumunda görülen kimi aile meseleleri ise dönemin mizah gazetelerine yansımıştır. Aile yapısında görülen ve bir türlü anlam verilemeyen, o dönem için tuhaf karşılanan kimi durumları, dönemin mizah gazeteleri ele almışlardır. Gülmece niteliği taşıyan yazı ve karikatürlerle toplumun aile yapısındaki kimi aksaklıkları dile getiren bu yayınlar, kendilerince sorumluluklarını yerine getirmişlerdir. Aile kurmanın ve aile olabilmenin o dönem için de zor olduğu, aile bütünlüğünü muhafaza edebilmenin ise etkileyici dış faktörler karşısında güç olduğu anlaşılmaktadır. Özellikle, aile bireyleri arasındaki çarpıcı ilişkiler, gazeteler tarafından ele alınmış ve eleştirilmiştir. Aile fertleri arasındaki içten bağlılık, para konusunda gösterilen tutumsuzluk, parası olmayan aile bireylerinin yaşadığı sorunlar, çocukların eğitimi ve görgüsü gibi konularda yaşanan aksaklıkların bu dönem mizah gazetelerine yansıdığı görülmektedir. Bu yazıda 1870’li yıllarda yayımlanmış Hayâl, İbretnümâ-yı Âlem, Latife, Diyojen ve Letâif-i Âsâr isimli gazetlere yansıyan aile ile ilgili meseleler ele alınıp incelenecektir.


Author(s):  
Buse ŞEN ERDOĞAN

The main goal of this study is to analyse the reduplicative structures in two languages: Turkish and German. Unlike German, Turkish is known as a language that actively uses productive reduplicative structures. There are different functions of these structures. They can be employed to produce new words in some languages or they can add different meanings to the existing words. They are mostly divided as partial and full reduplication. Also, some of the reduplication processes are productive, which means they can be used with new words unlike unproductive reduplication which can only be used with some specific words in that language. This study is a contrastive study and this requires three steps in the study: description, juxtaposition and comparison (Krzeszowski, 1990: 35). In the description step, the features of reduplication are defined and reduplicative processes in Turkish and German are described. In the second step, juxtaposition, the common ground to be compared in two languages are stated. At the end in the comparison step, the differences and similarities regarding reduplicative processes in two languages are determined related to type and degree. In terms of degree, both languages have full and partial reduplication. On the other hand, German has more types of reduplicative structures compared to Turkish. When two languages are compared regarding type, it is possible to state that German reduplicative structures are mostly unproductive, which means those structures are generally lexicalized or idiomatic expressions and do not allow for new words unlike Turkish.


Author(s):  
Özge AKKAYA ◽  
Ayşe Nur KUTLUCA CANBULAT

This study aimed to reveal the relationship between primary school teacher candidates’ writing sensitivity and writing achievement. This quantitative study conducted with the relational survey model consisted of 575 teacher candidates of two public universities. The data about primary school teacher candidates’ writing achievement were collected via Rubric for Written Texts (RWT) with the help of written texts produced by them and the Writing Sensitivity Scale (WSS). According to the findings obtained, primary school teacher candidates had moderate writing sensitivity and writing achievement and there was a statistically significant relationship between writing sensitivity and writing achievement. It can be argued that writing sensitivity and writing achievement significantly differ according to gender, while writing sensitivity does not significantly differ based on year, writing achievement does.


Author(s):  
Fatih Kuzu

Köklü bir gelenekten gelen Türk şiiri, zaman içerisinde değişimler göstererek varlığını devam ettirmiştir. Özellikle Cumhuriyet rejimi ile birlikte toplum yapısında gerçekleşen değişimler edebiyata yansımış, edebî eserlerde alışılmışın dışına çıkılmasında yol açıcı olmuştur. Bu dönemde ortaya çıkan anlayışlardan biri olan Garip Hareketi ise, Türk şiirini geleneğin kalıplarından sıyırıp yeni bir soluk getirmesi bakımından önemlidir. Makalenin amacı, Garip Hareketi’ne mensup şairlerin şiirlerinden örneklerle yapılan yeniliklerin tespit edilebilmesidir. Çalışmada Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet Anday ve Oktay Rıfat Horozcu’nun şiirleri incelenmiştir. Bu şiirler, yazıldığı tarihler göz önünde bulundurularak, Garip Hareketi öncesinde yazılmış şiirler ve daha sonra yazılmış şiirler ile benzerlik ve farklılık yönünden karşılaştırılmıştır. Ayrıca hareketin poetik metni göz önünde bulundurularak bahsi geçen şairlerin şiirlerinde dil ve anlatım özellikleri hususunda ortaya çıkan benzer ve farklı yönler tespit edilmiştir. Kendi döneminde garip karşılanan bu şiirler, edebiyat tarihinde modern Türk şiiri için yeni bir yol açmış ve bu yeniliklerin de başlangıcı olarak değerlendirilmiştir.


Author(s):  
Alla NIKISHOVA ◽  
Elena KRYVONOSOVA

This article examines the trends and conditions for the effective implementation of professionally-oriented technologies for teaching foreign languages in the system of higher technical education. Currently, the most well-known and promising professionally-oriented technologies of teaching foreign languages are communicative, contextual learning, modular, and information technologies. Distance education is designed to meet the individual educational needs of each student, to provide an opportunity for students to use cyber-libraries, to solve special tasks related to the development of the creative component of education. Information professionally-oriented technology is aimed at creating a personalized educational product, has an interactive character and involves all the curricula of educational activity in the process of learning and using a foreign language. Advantages of distance learning are lack of geographical restrictions, adaptability, ability to access various sources of information, ability to obtain information of various volumes and contents. It saves time and material costs.


Author(s):  
Nuriye KÜLAHLI

This research study was aimed to determine whether the epics have effects on intercultural awareness of second language learners at the School of Foreign Languages, Selcuk University. It was conducted in two prep classes including 21 and 19 students to determine whether using epics was beneficial for intercultural awareness of second language learners during the foreign language learning process. The experimental group including 21 students was taught two English and two Turkish epics and related activities were done. The control group consisted of 19 students and no specific study for intercultural awareness was done. The students in that group got the cultural information from the coursebook. Both groups were given a questionnaire as a pre-test and a post-test. The test consisted of three open-ended questions related to the attitudes of students towards the target culture. During the study, the students were observed, and their behaviours and opinions were recorded by the researcher. The results showed a significant difference in the mean gains of the samples. Teaching epics proved to be effective on students’ intercultural awareness as second language learners while learning a second language.


Author(s):  
Tuğba USLU ÇAVDARCI ◽  
Fatma ÜNAL

Bu çalışmanın amacı, okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden 48-72 ay grubundaki çocuklara uygulanan Aile Destekli Matematik Eğitimi Programı’nın çocukların erken matematik becerisine etkisini incelemektir. Deneysel desen kullanılarak yapılan araştırmanın çalışma grubunu 2012-2013 eğitim öğretim yılında Ankara ili ilçelerinden birinde MEB’e bağlı resmi anasınıflarına devam eden çocuklar (deney grubu 18, kontrol grubu 14 toplam 32 çocuk) oluşturmaktadır. Araştırma verilerinin toplanmasında “Genel Bilgi Formu” ve “Erken Matematik Yeteneği Testi-3” kullanılmıştır. Aile Destekli Matematik Eğitimi Programı, deney grubundaki çocuklarla 10 hafta süreyle uygulanmıştır. Araştırma verilerinin analizi sonucunda, deney ve kontrol gruplarındaki çocukların uygulama öncesi erken matematik yeteneklerinin denk olduğu görülmüştür. Deney grubundaki çocuklarla yürütülen “Aile Destekli Matematik Eğitimi Programı” uygulamaları sonrası, deney ve kontrol grupları, “Erken Matematik Yeteneği Testi-3” son test uygulaması yönünden anlamlı bir farklılık göstermektedir (t= 2.077, p= .046< .05). Sonuç olarak deney grubuna uygulanan “Aile Destekli Matematik Eğitimi Programı” nın çocukların erken matematik yetenekleri üzerinde olumlu etkisinin olduğu, programa katılmayan kontrol grubundaki çocukların ise, erken matematik yeteneklerinde anlamlı bir değişiklik olmadığı görülmektedir.


Author(s):  
Esra Nur TİRYAKİ ◽  
Furkan Can SOYBAL
Keyword(s):  

Bu çalışmada, 1994-2020 yılları arasında ikinci dil edinimi üzerine yapılan akademik çalışmaların çeşitli değişkenlere göre değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın verilerine Yüksek Öğretim Kurulu Tez Merkezi (YÖKTEZ) ve Google Akademik veri tabanları üzerinden tarama yapılarak ulaşılmıştır. Tarama sonucunda Türkçe olmak kaydıyla ikinci dil edinimi üzerine yapılmış 44 teze ve 26 makaleye ulaşılmıştır. Ulaşılan veriler içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre son yıllarda ikinci dil edinimi üzerine yapılan çalışmalarda artış görülmüştür. Bu artış oranı lisansüstü çalışmalarda %80, makale düzeyinde ise %50 oranında gerçekleşmiştir. İkinci dil edinimi üzerine yapılan lisansüstü çalışmalarda yüksek lisans tezleri ağırlık kazanmıştır. Tezlerin hazırlandığı üniversiteler incelendiğinde en fazla tezin Hacettepe Üniversitesi (f=9) bünyesinde olduğu, çalışma yapılan enstitülerde ise en fazla tezin eğitim bilimleri enstitüsünde (f=20) yapıldığı belirlenmiştir. İncelenen tezlerin ana bilim dallarına göre oranına bakıldığında ilk sırada Türkçe eğitimi ana bilim dalı (f=11) yer almaktadır. Tezlerde 9 ayrı hedef kitle üzerinde, makalelerde ise 8 ayrı hedef kitle üzerinde çalışılmıştır. Tezlerde en çok çalışılan hedef kitlenin yabancı uyruklu öğrenciler (f=14), makalelerde ise ders kitapları (f=12) olduğu saptanmıştır. Söz konusu çalışmalar araştırma yöntemlerine göre incelendiğinde tezlerde (f=24) ve makalelerde (f=18) en çok nitel araştırma yönteminde çalışıldığı saptanmıştır. Çalışmaların diğer öğrenme alanları ile ilişkisine bakıldığında en çok dil bilgisi (%41) alanında olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Çalışma sonunda ikinci dil edinimi üzerine yapılan çalışmaların diğer alanlara oranla daha az olduğu sonucuna ulaşılmıştır.


Author(s):  
Gökhan CANTÜRK ◽  
Aslıhan CANTÜRK

Covid-19 küresel salgını tüm alanlarda etkili olduğu gibi eğitimde de okulların kapatılmasına ve öğretim süreçlerinde uzaktan eğitimin tüm kademelerde kullanılmasına neden olmuştur. Bu çerçevede gerçekleştirilen araştırmayla İngilizce öğretmenlerinin Covid-19 küresel salgını sürecinde gerçekleştirdikleri uzaktan eğitim deneyimlerinin metaforlar yoluyla belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma nitel araştırma desenlerinden olgu bilim çalışması niteliğindedir. Araştırmaya ilkokul, ortaokul, Anadolu lisesi, meslek lisesi ve halk eğitim merkezinde görevli elli üç İngilizce öğretmeni çevrim içi form doldurarak katılmıştır. Araştırma bulgularına göre öğretmenlerin uzaktan eğitim uygulamalarıyla gerçekleştirdikleri ders anlatımıyla ilgili yaptıkları metaforlarda etkileşim sorunu en fazla ifade edilen konu olmuştur. Öğretmenlerin uzaktan öğrenme ortamlarını salgın döneminde bir gereksinim olarak tanımlaması araştırmaya dair önemli başka bir konu olmuştur. Öğretmenlerin bir kısmı (%30,19) uzaktan eğitimde sınıf yönetimini kolay bulurken bir diğer kısmı (%24.53) zor bulmuştur. Öğretmenler, uzaktan eğitimin öğrenciler için erişim ve disiplin sorunu getirdiğini belirtmiştir. Araştırma sonuçlarına göre İngilizce öğretmenlerinin uzaktan eğitim derslerinde Zoom yazılımını ve MEB’in EBA Canlı Ders uygulamasını daha fazla kullandığı görülmüştür.


Author(s):  
Çağrı GÜVEN ◽  
Mahmut SELVİ

Bu çalışmanın amacı 5. Sınıf Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı'nda yer alan ''Elektrik Devre Elemanları'' ünitesine yönelik Yenilenmiş Bloom Taksonomisi'ne (YBT) göre öğrencilerin başarılarını ölçebilen geçerli ve güvenilir bir Başarı Testi (BT) geliştirmektir. Çalışma nicel araştırma yöntemlerine dayalı tarama modellerinden genel tarama modeli ile gerçekleştirilmiştir. Testin kapsam geçerliği için belirtke tablosu hazırlanmış, fen bilimleri öğretmenleri ve fen eğitimi uzmanları tarafından incelenmiştir. Madde yazım ve düzeltmeleri yapılan BT'nin pilot uygulaması 6. sınıfta öğrenim gören toplam 255 öğrenciyle gerçekleştirilmiştir. Pilot uygulama sonunda maddeler analiz edilerek ayırt edicilik ve güçlük değerleri bulunmuştur. Geliştirilen başarı testinin ortalama madde güçlüğü 0,637, ortalama madde ayırt ediciliği 0,551, KR-20 değeri 0,876 olarak hesaplanmıştır. Maddelerin analizi sonucunda çoktan seçmeli 26 maddeden oluşan orta güçlükte, çok iyi ayırt edici ve oldukça güvenilir bir BT geliştirilmiştir. Öğretim programındaki ilgili üniteye yönelik hazırlanan BT ölçme aracı olarak kullanılabilir. Ayrıca çoktan seçmeli maddelerden oluşan BT'ye, YBT'nin tüm bilişsel süreç basamaklarını içeren açık uçlu soruların eklenerek öğrencilere yöneltilmesi önerilebilir.


Sign in / Sign up

Export Citation Format

Share Document