Impact of Covid-19 Pandemic on Study: Assessing Reading Habits of University Students in Bangladesh

The world has been shaken and normalcy has been stifled due to Covid-19 pandemic leading the affected people to adapt to, adopt new ways of life and reconstitute habit inviting activities other than those previously practiced. Reading habits of university students have been affected adversely by the unprecedented pandemic. While the students, during this period being distanced from the regular academic environment, have opted for alternative engagements, the time for reading and number of books covered have dwindled remarkably. This article examined the changed dynamics of both academic and nonacademic reading habits of the students at public and private universities in Bangladesh. Data were collected from 700 students through a questionnaire using Google form. The results show that reading habits have been adversely affected during this pandemic as 44.6% students read books only 1-2 hours whereas 57.4% of them spend 5-6 hours using electronic devices for multiple purposes mostly other than reading. This study recommends developing a strategy by the concerned authority starting from the state level to institutions to attract the learners and facilitate learning online with a rich and reliable reservatory of study materials with easy accessibility.

ŞEHİR HASTANELERİNDEKİ CEPHE KONFİGÜRASYONLARINDA OPAKLIK-SAYDAMLIK PARAMETRESİNE GÖRE BİNA MALİYETİ İNCELENMESİ

Teknolojinin getirdiği imkanlar sayesinde yeni uygulama teknikleri, yeni malzeme ve yapım sistemleri geliştirilmekte; bu gelişmelerden en çok etkilenen yapı elemanı ise yapının dış formunun ayrılmaz bir parçası olan cepheler olmaktadır. Mimarlık ve mühendislik alanlarındaki buluşlar sayesinde tasarımında farklılıklara gidilen, geçmiş kullanımında sadece örtü, kabuk ve filtre gibi işlevi olan bina cepheleri artık tasarımın niteliğine uygun çözümler sunmaktadır. İnsanlarda yapıya yönelik ilk izlenimi oluşturan cephelerin tasarım kriterleri ve uygulama parametreleri ise en temelde uygulanacağı yapının işlevine göre farklılaşmaktadır. Bu çalışmada yüksek inşaat alanlarıyla sirkülasyonun yoğun olduğu yerler olan şehir hastaneleri ve cephe uygulamaları araştırma odağını oluşturmaktadır. Bu bağlamda Türkiye’de gündemde olan şehir hastanelerinde cephe tasarımlarının ve kullanılan cephe malzemeleri nitel araştırma yöntemlerinden veri toplama ve iz sürme metotları kullanılarak araştırılmıştır. İlk etapta Sağlık Bakanlığı’nın cephe tasarımıyla ilgili yönlendirici bir yönetmelik yayınlamaması doğrultusunda cephe tasarımını tasarımcının tercihlerine göre şekillendiği bilgisi aktarılmalıdır. Halbuki uygun fiziksel ortamı sağlayan, konfor düzeyini etkileyen cephe kararları için hem ilk yatırım hem kullanım aşamasındaki maliyetler kapsamında etkin olan evre tasarım evresidir. Bu bilgiden yola çıkılarak şehir hastanelerinin tasarımında kullanılan malzemeler ve oluşturulan saydam ve opak yüzeylerin maliyeti ne düzeyde etkilediği araştırılmıştır. Karasal iklim koşullarında farklı cephe malzemeleri ve oranlarına sahip şehir hastaneleri incelenmiş, optimal sonucun elde edildiği cephe yüzdelik oranı belirlenmiştir. En uygun sonuç poliklinik bloklarında %24 şeffaf, %76 opaklığa sahip Eskişehir Şehir Hastanesinde çıkmışken, yatak bloklarında en uygun sonuç %44 şeffaf, %56 opak ile Bilkent Şehir Hastanesinde görülmüştür. Araştırma sonucunda cam yüzey miktarının artması sonucunda cephe maliyetinin arttığı görülmüş ve aralarında doğrusal bir orantı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu sayede hem uygun maliyetli bir tasarım elde edilmesi hem de sonradan işveren ve tasarımcı tarafından oluşabilecek sorunların önüne geçilmesi hedeflenmektedir.

EU’s Civilian Power Preference in the International System

The EU, which aims at economic integration in Europe with a neo-functionalist approach and then moves towards political unity, did not focus on the foreign policy dimension. Duchene, who made a conceptual classification of the EU's effectiveness in the international arena in the 1970s, defined the EU as "civilian power". The EU, combined the common foreign and security policies in the Maastricht Treaty’s second column, aimed to be univocal and more effective in the international system. The EU, preferring positive conditionally with diplomatic and economic assistance, aimed to be an effective actor in the international system. Although the EU has recently mentioned its name with military missions, it has preferred positive sanctions with economic aid, incentives and privileged trade agreements. This study concludes that the EU, which reinforces and actively uses civilian power instead of military preferences, is a civilian power.

Glimpse on the Second wave of COVID-19: A Situational Analysis of Bangladesh

The fatal COVID-19 has engulfed 220 countries globally. Up to 26 May 2021, 7,93,693 confirmed cases and 12458 deaths were reported in Bangladesh, whereas globally it counted 16,74,92,769 cases and 34,82,907 deaths. The beleaguered healthcare system has conducted 58,71,353PCR tests since 8 March 2020 and ranked Bangladesh as 33rd position in world. This paper sketched out overall scenario as a narrative including the impact on health system, economics and response from government to tackle the pandemic. It gathered secondary data from sources including journals, newspapers, and government info site to retrieve current information. Although the government took measures such as lockdown, social distancing, quarantine, and isolation from initial stage, misconceptions on vaccination, personal health hygiene, and lack of public responses are retributive to the robust COVID-19 surge. To mitigate the lethal impact of COVID-19, the government needs to expand its vaccination programs and improve health care system.

Refund Methods and Diagnosis-Related Groups Made to Health Institutions in Turkey

Geri ödeme yöntemlerinin uygulanmasında birçok zorluk vardır. Sağlık hizmeti sunucularına yapılan geri ödeme yöntemleri, sağlık hizmetlerinin sunumunda önemli bir kalite belirlemektedir. Yapılan geri ödeme yöntemlerinin türleri, hastaların alması gereken bakım hizmetlerini ve yapılan harcamaları önemli ölçüde etkilemektedir. Geri ödeme yöntemleri, mevcut kıt kaynaklarla ortaya konmaya çalışılan kaliteli hizmet kullanımı, hizmet sağlayıcılar ile ödeme yapan kurumlar arasında bir köprü görevi görmektedir. Bu faydasından dolayı yaygınlaştırılmaya çalışılan Teşhis İlişkili Gruplar ve diğer ödeme yöntemlerinin sağlık kuruluşlarında kullanımı etkin hale getirilmeye çalışılmaktadır. Çalışmada özellikle Türkiye'deki sağlık kurumlarına yapılan geri ödeme yöntemleri üzerinde durulmuştur. Ek olarak, Türkiye'de Teşhis İlişkili Grupların oluşumuna ve Türkiye'de Teşhis İlişkili Gruplara dayalı geri ödeme yöntemlerine değinildi. Çalışmanın sonunda, yapılmaya çalışılan geri ödemelerin sağlık kuruluşları arasındaki finansal kaynak dağılımını nasıl etkilediği ve Teşhis İlişkili Grupların ödeme yöntemleriyle ilgilenmede ne kadar önemli olduğu görülmüştür. Yapılan çalışmanın literatürdeki boşluğu dolduracağı ve ileride yapılacak araştırmalara öncülük edeceği düşünülmektedir.

Gender Equality Problems in Soviet Reality

The Soviet Union was a totalitarian and strictly centralized state, which from the day of its foundation was intended to create a new human. The idea of formal equality written in its constitution and legislation was not a guarantee of real equality in the Soviet Union. The Communist Party deeply believed in the rise of its own tolerant policies, although the existing facts became a barometer of its failure. Despite the established way of life (education, work, etc.), women were neither represented in the ruling circle nor fully participated in the development and implementation of state policy. Thus, the Soviet Union with its paternalistic politics sought both to weaken the influence of men on women by improving the condition of women and to saturate deeply women's lives with Soviet pathos and communist beliefs.

Commercial Films in Bangladesh: Impact Analysis (2009-2019)

After the independence of Bangladesh (1971), new generation film development making take a place. Bangla commercial films can be divided before liberation, post liberation and modern era. Before liberation era; A. J. Kardar, Zahir Raihan, Khan Ataur Rahman, were the commercial Bengali film makers. During the Post liberation time, we have some extra ordinary movies like Sareng Bou (1978), Surjo Dighal Bari (1979) and so on. But in the modern era definition of commercial film has got a change. From 2009 to 2019 Bangladeshi audience got difference in commercial films. But having DT (Digital Technology) and other advancement given a development of Bangladeshi commercial film. But story making, acting, making, socialization and other things are gradually developing in Bangladeshi commercial films. This research will evaluate prospects and challenges of Bangladeshi commercial films from 2009 to 2019. However further research is recommended to develop making of Bangladeshi commercial films in respect of lifelike story, cultural dissemination and so on.

Future Tradeoff under Fourth Industrial Revolution in Bangladesh: A Study on RMG Sector

Bangladesh's government has taken the 7th Five Year plan to implement Sustainable Development Goals (SDGs) by promoting favorable trade policies along with industrialization, digitization, and inclusive development. Hence, well-running trade is considered as the promising indicator to achieve SDGs which is growing exponentially in our country. Here, the Readymade Garment (RMG) is the most influential trading sector to contribute enormously in the export-earning. In recent times, the sector is facing massive changes due to the automation of the Fourth Industrial Revolution (FIR). To sustain in this digital competitive trade market, has become a major challenge for the small RMG industries. A huge number of Small and Medium Enterprises (SMEs) in our country have already been shut down due to automation. The large factories are also changing their manufacturing system by installing automation to cope with the demand for global competition. These are creating an unstable condition for RMG trade. The government needs to take a strategic and integrated plan immediately to gain the competitive advantage of FIR. Otherwise, Bangladesh will lose the international market for the RMGs of the country.

Chechen Refugees: A Forgotten History of Caucasus; Who Remembers & Who Cares?

Refugees; a term of fears, tensions, worries, crisis, fairy tales, stereotypes, and lots of fearful things. But if we observe the background history of refugees, a rich and wealthy history drifted in front of us. Chechen refugees are one of them. Right now, Chechnya is Russian federal territory and located in the eastern part of northern Caucasus region. If there would be a statistic of deportation from the homeland; Chechnya might be got the first rank over the world. They have exiled several times and replaced again and again exiled. This study will analyse Chechen refugees’ situation from a historical background to the present time with references. After a momentary description this study focuses on Chechens failed state formation process followed by the recent scattered situation of Chechens in different countries and finally discusses a recommendation on them.

Covıd-19 Pandemi Sürecinde Bireylerin Beslenme Alışkanlığında Meydana Gelen Değişimin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma

Çin’in Hubei Eyaletine bağlı Wuhan Şehrinde Aralık 2019 tarihinde başlayan ve vaka sayısının artması sonucu Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından 11 Mart 2020 tarihinde pandemi olarak ilan edilen yeni tip koronavirus (Covid-19) salgını, kısa zamanda dünyada ve ülkemizde etkilerini göstermiştir. Buna bağlı olarak; hastalığın hızla yayılmasının kontrol altına alınabilmesi için çeşitli kısıtlamalar uygulanmış ve maske, mesafe, temizlik gibi önlemler alınmıştır. Bireylerin evde geçirdiği sürenin artması, bağışıklık sistemini güçlendirme istekleri ve pandemi nedeniyle oluşan kaygı gibi birçok faktör beslenme alışkanlıklarının değişimine neden olmuştur. Bu çalışma, pandemi sürecinde bireylerin beslenme alışkanlıklarında meydana gelen değişimi belirlemek için planlanmıştır. Bu amaçla 15-60 yaş arası 362 bireye, beslenme alışkanlıkları ile ilgili sorulardan oluşan anket formu Google Docs formlar aracılığıyla iletilerek bu değişimin ne düzeyde olduğu değerlendirilmiştir. Anket sonuçlarına göre bireylerin pandemi öncesine göre öğün sayılarının arttığı, güvenli olması nedeniyle paketli gıdaları daha fazla tercih ettiği ve bağışıklığı güçlendirici etkisinden dolayı D ve C vitamini kullanımına ağırlık gösterdiği belirlenmiştir.