Güney Lefkoşa’da Osmanlı Dönemi Camileri / Ottoman Period Mosques in South Nicosia
<p><strong>ABSTRACT</strong></p><p>Cyprus, the third largest island in Mediterranean has passed different types of civilization periods. The most significant periods reflecting the architectural and historical characteristics in the island are; until XVIth century under the influence of Latin Civilizations, later on Ottoman (1571-1878), British (1878-1960) and Modern (1960-present) periods. Due to its strategic position in Mediterranean, different cultures from east and west are combined in its heritage. The Turks came to Cyprus in 1571 when the Island was conquered by Ottomans. After this date, the Ottomans began to build their culture they brought with them in Cyprus. All the necessary administrative, religious and public institutions for the administration of the island were established. The monumental buildings indicating Ottomans administrative, educational and social configuration in architecture like mosques, baths, inns, mills, aqueducts, educational institutions, commercial places were built and their continuity with the <em>waqfs</em> (foundations) tradition was ensured. In 1974, a bi-regional settlement policy has been followed on the Island. The northern part settled by the Turkish Cypriots, the southern part settled by the Greek Cypriots and Nicosia became a divided capital city. In this study, the four mosques Omerieh, Bairakdar, Arablar and Tahtakale (Taht-El Kale) from Ottoman Period in South Nicosia are investigated. In the study firstly the archieves of awqaf (vaqf) and literature were searched and historical information about the buildings were collected. Afterwards, the buildings were observed on site and their current conditions were analyzed. The study was made with the aim of documenting the current structural and functional conditions of these mosques which each one is a part of tangible cultural heritage.</p><p> </p><p><strong>ÖZ</strong></p><p>Akdeniz’de üçüncü büyük ada olan Kıbrıs, farklı uygarlık dönemleri geçirmiştir. Adaya mimari ve tarihi özelliklerini yansıtan en belirgin dönemler; XVI. yüzyıla kadar Latin Uygarlıkları’nın etkisinde daha sonra Osmanlı (1571-1878), İngiliz (1878-1960) ve Modern (1960-günümüz) dönemleridir. Akdeniz'deki stratejik konumu nedeniyle kültür mirası, doğudan ve batıdan değişik kültürleri kapsamaktadır. Türkler Kıbrıs'a 1571'de adanın Osmanlı’lar tarafından fethi ile birlikte gelmiştir. Bu tarihten sonra Osmanlı’lar, beraberlerinde getirdikleri kültürü Kıbrıs’ta da inşa etmeye başlamışlardır. Adanın yönetimi için gereksinim duyulan idari, dini ve kamu ile ilgili kurumlar kurulmuştur. Camiler, hamamlar, hanlar, değirmenler, su kemerleri, eğitim kurumları ve ticaret yerleri gibi Osmanlı’nın yönetim, eğitim ve sosyal yapılanmasının mimari alanda göstergeleri olan anıtsal yapılar inşa edilerek, vakıf (evkaf) geleneği ile devamlılıkları sağlanmıştır. 1974’ten itibaren adada iki bölgeli bir yerleşim politikası izlenmiştir. Adanın kuzey bölgesi, Kıbrıslı Türklerin yerleştiği, güney bölgesi ise Kıbrıslı Rumların yerleştiği bölgeler olarak ayrılarak, Lefkoşa bölünmüş bir başkent haline gelmiştir. Bu çalışmada, Güney Lefkoşa'da Osmanlı Dönemi'nden kalan dört yapı olan Ömeriye, Bayraktar, Araplar ve Tahtakale (Taht-El Kale) camileri incelenmiştir. Çalışmada öncelikle evkaf (vakıf) arşivleri ve literatür taraması yapılarak, yapıların tarihçeleri ile ilgili bilgi toplanmıştır. Daha sonra yapıların yerinde inceleme yapılarak, güncel durumları analiz edilmiştir. Çalışma, taşınmaz birer kültür mirası olan bu camilerin günümüzdeki yapısal ve işlevsel durumlarının ortaya konması amacı ile yapılmıştır.</p>